Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/6798
Karar No: 2019/1619
Karar Tarihi: 04.03.2019

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/6798 Esas 2019/1619 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2018/6798 E.  ,  2019/1619 K.

    "İçtihat Metni"


    TALEP :
    Silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda; Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 18.09.2018 tarihli ve 2018/30366 soruşturma, 2018/11928 esas, 2018/2233 sayılı iddianamenin iadesine dair Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.10.2018 tarihli ve 2016/233 sayılı iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 10.10.2018 tarihli ve 2018/220 değişik iş sayılı kararını müteakip, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 0511/2018 tarihli ve 2018/50250 soruşturma, 2018/14991 esas, 2018/2825 sayılı iddianamenin iadesine dair Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.11.2018 tarihli ve 2018/296 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin merci Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.11.2018 tarihli ve 2018/245 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanunun 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği,
    Suçun sübutuna mutlak surette etki eden deliller toplanmadan iddianame düzenlendiğinden bahisle iddianamenin iadesine dair Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.10.2018 tarihli ve 2018/233 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.10.2018 tarihli ve 2018/220 değişik iş sayılı kararını müteakip Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05.11.2018 tarihli ve 2018/50250 soruşturma, 2018/14991 esas, 2018/2825 sayılı iddianamenin, Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.10.2018 tarihli iade kararında belirtilen eksikliklerin giderilmediği gerekçesiyle aynı Mahkemenin 09.11.2018 tarihli ve 2018/296 iddianame değerlendirme sayılı kararıyla iadesine karar verilmiş ise de;
    Dosya kapsamına göre, Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.10.2018 tarihli iddianamenin iadesi kararının kesinleşmesini müteakip anılan karar üzerine yapılan soruşturma sırasında Mersin İl Emniyet Müdürlüğünün 12.10.2018 tarihli ve 2018/142 sayılı yazısında.... kod adlı şüpheli ..."un DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiğinin belirtildiği, yine şüphelinin üzerine atılı suça ilişkin araştırmanın yapıldığına dair Kilis Emniyet Müdürlüğünün 03.10.2018 tarihli ve 1698 sayılı yazısının dosya kapsamına alındığının anlaşıldığı, somut olayda Mersin İl Emniyet Müdürlüğünün 12.10.2018 tarihli ve 2018/142 sayılı yazısı ekindeki aynı tarihli araştırma tutanağı ile 21.06.2018 tarihli araştırma tutağına göre, şüphelinin ... kod adını kullandığının ve DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiğinin belirtilmesi, ayrıca şüphelinin Mersin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde alınan 27.06.2018 tarihli ifadesinde, "...Cerablus şehrinde kendime ait özel muayenehanemde Dahiliye Doktoru olarak görev yaptım. O dönem muayenehanemin bulunduğu yer DEAŞ güçlerinin kontrolündeydi, DEAŞ"a mensup şahıslar muayenehaneme gelip yaralılarını kontrol etmemi zaman zaman istediler. Yaralıları muayene etmeyeceğimi, ilgilenmeyeceğimi söyleseydim beni öldürürlerdi, cezaevine atarlardı, ben de korktuğum için yaralılarını tedavi ettim..." şeklindeki beyanda bulunması karşısında, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kamu davasının açılmasına yeter şüphenin bulunduğu cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 03.12.2018 gün ve 94660652-105-33-15877-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden anılan kararın 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 10.12.2018 gün ve 2018/98552 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I) OLAY:
    Şüpheliler ... hakkında silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 18.09.2018 tarihli ve 2018/30366 soruşturma, 2018/11928 esas, 2018/2233 sayılı iddianame ile Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesi 05.10.2018 tarihli ve 2018/233 sayılı iddianame değerlendirme sayılı kararı ile “iddianamenin 21.06.2018 tarihli istihbarat tutanağına dayandığı, bu tutanağın son kısmında da belirtildiği gibi teyide muhtaç bilgiler olduğunun açıklandığı, iddianamede başkaca istihbari bilginin teyidini sağlayacak Cumhuriyet Savcılığınca ele geçirilmiş delil sunulmadığı, şüphelinin tutuklu olması nedeniyle yazı cevapları beklenmediği gibi bir anlatımla iddianame hazırlanmasının mümkün olmadığı, şüphelinin tutuklu olması iddianame hazırlanmasına neden olmayacağı buna karşın soruşturmanın hızlı ve etkin şekilde yapılıp tamamlanması gerektiğini gösterdiği, aksi halde mahkememizin soruşturmaya devam etmek zorunda kalacağı, sadece istihbari bilgi ile kamu davası açılamayacağına dair Yargıtay
    içtihatları da sabit olduğu bu nedenle iddianamenin suçun sübutuna mutlak suretle etki eden deliller toplanmadan hazırlandığı” gerekçesiyle CMK"nın 174. maddesine göre iddianamenin iadesine karar verdiği, bu karara karşı Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itiraz üzerine Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesi 10.10.2018 tarihli ve 2018/220 değişik iş sayılı kararı ile ”itirazın yerinde görülmediğini” belirterek itirazın reddine karar verdiği, bunun üzerine Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca, Mersin İl Emniyet Müdürlüğü"ne yazı yazılarak “ülke çapında, sanığın DEAŞ silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğüne yönelik istihbari bilgileri teyit edecek bir bilgiye ulaşılıp ulaşılamadığının” sorulduğu, yine iade kararında gerekçe olarak gösterilen “Kilis Cumhuriyet Başsavcılığının talimat cevabının da dosya içerisine gönderildiğinin” belirlendiği, bunun neticesinde Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.11.2018 tarihli ve 2018/50250 soruşturma, 2018/14991 esas, 2018/2825 sayılı yeni bir iddianame düzenlenerek şüpheli ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesine tekraren kamu davası açıldığı, Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesi 09.11.2018 tarihli ve 2018/296 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile “mahkememizin 05.10.2018 tarihli kararıyla aynı iddianame iade edilmiş olup kanun yolu aşamasında itiraz kesin olarak reddedilmiştir. Cumhuriyet savcılığı artık aynı iddianameyi yeniden mahkemeye sunamayacak olup kararda belirtilen eksiklikleri gidermek durumunda olduğu” gerekçesiyle tekrar iddianamenin iadesine karar verdiği, bu karara karşı da Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itiraz üzerine, bu kez Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesi 16.11.2018 tarihli ve 2018/245 değişik iş sayılı kararı ile “mahkemenin iddianamenin iadesi kararındaki gerekçelerin yerinde olduğunu” gerekçe göstererek itirazın reddine karar vermiştir.
    Söz konusu kararın; şüpheli ... yönünden kesinleştiği anlaşılmıştır.
    II) KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170. maddesinde, “iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağı”, 174/1 maddesinde ise “hangi hallerde iddianamenin iadesine karar verileceği” gösterilmiştir.
    Aynı Kanunun 174/4 maddesinde ise “Cumhuriyet savcısının, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye göndereceği, mahkemenin ise ilk kararda göstermediği sebeplere dayanarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidemeyeceğini” düzenlemiştir.
    Bu kapsamda somut olayda uyuşmazlık konusunun;
    İtirazın reddedilmesi üzerine kesinleşen iade kararı sonrasında;
    a) Cumhuriyet savcısının eksiklikleri tamamlayıp hatalı noktaları da düzelttikten sonra iddianamesini düzenleyip düzenlemediği,
    b) Soruşturma sırasında toplanan delillerden suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşmadığı gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verilip verilemeyeceği,
    Hususlarına ilişkin olduğu belirlenmiştir.
    III) HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun;
    170. maddesinde; iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının ayrıntılı olarak belirtildiği, bu madde hükümlerine göre görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede şüpheli, şikayetçi, maktul, mağdur ve suçtan zarar gören ile açıklamasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimlikleri, şüphelinin müdafi, mağdur veya suçtan zarar görenin vekili veya kanuni temsilcisi, şikayetin yapıldığı tarih, yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri, yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, suçun delilleri, şüphelinin tutuklu olup olmadığı, tutuklanmış ise gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların sürelerinin gösterilmesi gerektiği,
    174/1. maddesinde; iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin düzenlendiği, bu madde hükümlerine göre, aynı Kanunun 170. maddesine aykırı olarak ve suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan veya önödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma hükümleri uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilebileceği,
    170/2. maddesinde; soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu,
    Düzenlenmiştir.
    Kanun yarına bozmaya konu soruşturma dosyası incelendiğinde;
    Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca, Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesinin ilk iade nedeni olarak gösterilen eksikliklerden;
    “Sanık ..."un DEAŞ silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğüne yönelik istihbari bilginin teyidine” yönelik olarak Mersin İl Emniyet Müdürlüğüne yazı yazmış, 12/10/2018 tarihli ve 2018/142 sayılı verilen cevabi yazıda “... kod adlı şüpheli ..."un DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği” ifade edilmiş, ayrıca “Kilis Cumhuriyet Başsavcılığının talimat cevabı da dosya içerisine gönderildiği”, belirlenmiştir.
    Yine somut olayda, Mersin İl Emniyet Müdürlüğünün 12.10.2018 tarihli ve 2018/142 sayılı yazısı ekindeki aynı tarihli araştırma tutanağı ve 21.06.2018 tarihli araştırma tutağına göre, şüphelinin ... kod adını kullandığının ve DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği belirtilmiş, ayrıca şüphelinin Mersin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde alınan 27.06.2018 tarihli ifadesinde, "...Cerablus şehrinde kendime ait özel muayenehanemde Dahiliye Doktoru olarak görev yaptım. O dönem muayenehanemin bulunduğu yer DEAŞ güçlerinin kontrolündeydi, DEAŞ"a mensup şahıslar muayenehaneme gelip yaralılarını kontrol etmemi zaman zaman istediler. Yaralıları muayene etmeyeceğimi, ilgilenmeyeceğimi söyleseydim beni öldürürlerdi, cezaevine atarlardı, ben de korktuğum için yaralılarını tedavi ettim..."
    şeklinde beyanda bulunduğu” anlaşılmıştır.
    Bu kapsamda somut olay yukarıda belirtilen kanun hükümleri ve soruşturma dosyasıyla birlikte değerlendirildiğinde;
    5271 sayılı CMK"nın 170/2. maddesine göre “soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olması”, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca, Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesinin ilk iade nedeni olarak gösterilen eksikliklerden; “sanık ..."un DEAŞ silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğüne yönelik istihbari bilginin teyidine” yönelik olarak Mersin İl Emniyet Müdürlüğüne yazı yazması, 12.10.2018 tarihli ve 2018/142 sayılı verilen cevabi yazıda “... kod adlı şüpheli ..."un DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiğinin” ifade edilmesi, ayrıca “Kilis Cumhuriyet Başsavcılığının talimat cevabının da dosya içerisine gönderilmesi, yine somut olayda, Mersin İl Emniyet Müdürlüğünün 12.10.2018 tarihli ve 2018/142 sayılı yazısı ekindeki aynı tarihli araştırma tutanağı ve 21.06.2018 tarihli araştırma tutağına göre, şüphelinin ... kod adını kullandığının ve DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiğinin belirtilmesi, ayrıca şüphelinin Mersin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde alınan 27.06.2018 tarihli ifadesinde, "...Cerablus şehrinde kendime ait özel muayenehanemde Dahiliye Doktoru olarak görev yaptım. O dönem muayenehanemin bulunduğu yer DEAŞ güçlerinin kontrolündeydi, DEAŞ"a mensup şahıslar muayenehaneme gelip yaralılarını kontrol etmemi zaman zaman istediler. Yaralıları muayene etmeyeceğimi, ilgilenmeyeceğimi söyleseydim beni öldürürlerdi, cezaevine atarlardı, ben de korktuğum için yaralılarını tedavi ettim..." şeklinde beyanda bulunması nazara alındığında CMK"nın 170/2 maddesi uyarınca soruşturma evresinde toplanan mevcut delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu, bu nedenle Cumhuriyet savcısının dava açmasında zorunluluk halinin söz konusu olup, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ile yargılama sırasında sunulacak delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde;
    İsabet görülmediğinden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.
    IV) SONUÇ VE KARAR:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kabulü ile, Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.11.2018 gün ve 2018/245 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 309. maddesi gereğince Kanun Yararına Bozulmasına,
    Diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 04.03.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi