22. Hukuk Dairesi 2016/21057 E. , 2019/19051 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili,davacının 22/05/2011-22/09/2014 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde aşçı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini, ücretinin 1.350,00 TL olduğunu, 07.00-19.00 saatleri arasında çalışarak iki haftada bir hafta tatili kullandığını, dini bayramlarda ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen ücretinin ödenmediğini, ayrıca ödenmeyen 82 günlük ücret alacağı bulunduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki çalışma süresi dışında çalışması bulunmadığını, ücretinin asgari ücret olduğunu, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, davacının sürekli fazla çalışma yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Savunma hakkı Anayasamızın ‘Hak Arama Hürriyeti’ başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır.
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır.
Somut olayda; davalı taraf yasal süre içinde tanık listesi sunarak, gider avansını yatırmış, ancak mahkemece davalı tanıkları dinlenmeden davanın esası hakkında karar verilmiştir. Mahkemece tanık deliline dayanan davalı tarafın tanıklarını hazır etmek üzere süre istediği, iki defa bu süre verilmesine rağmen tanıklarını hazır etmediği, dosyanın bilirkişiye gönderildiği, davalının ise dosya karar aşamasına geldikten sonra tanıkları adına davetiye çıkartılmasını talep ettiği, ancak bu talebin dosya kapsamı, dosyanın safahatı, yargılamanın hızlandırılması ilkesi, dosyanın sürüncemede kalmaması birlikte dikkate alınarak yerinde olmadığı yönünde karar verilmiş ise de, verilen karar usule aykırıdır. Mahkemece tanık listesinin süresinde sunulduğu ve gerekli avansın da dosyada mevcut olduğu dikkate alınarak, tanıklar adına usulüne uygun davetiye çıkartılması ve tanıkların dinlenmesi gerekirken, hatalı hukuki değerlendirme ile tanık dinletme talebinin reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davalının ispat ve savunma hakkının kısıtlandığı açık olup, kararın öncelikle yargılamanın usul hükümlerine aykırı olarak sonuçlandırılması sebebiyle bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre ise, davacı dava dilekçesinde iki haftada bir gün hafta tatili izni kullandığını ileri sürdüğü halde, bilirkişi raporlarında davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilerek hafta tatili ücreti hesaplanmıştır. Davacının talebi aşılmak suretiyle değerlendirme yapılması bir başka bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.