MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : ... hakkında beraat, ... hakkında karşılıksız çek keşide etme suçundan 3167 sayılı Çek Kanunu 16/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet


Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ... tarafından borcuna karşılık olarak diğer sanık ... ..."e verilen ve sanık ... ... tarafından ciro edilerek katılan ..."a bir ticari alışveriş kapsamında verildikten sonra da katılan tarafından bankaya ibrazında karşılıksız kaldığı tespit edilen, ..."ın ... Eskişehir Şubesi nezdindeki hesabına ait olan, 26/07/2006 düzenleme tarihli, keşide yeri Eskişehir olan, 45.000 TL bedelli çek ile ilgili yapılan bilirkişi incelemesinde keşideci imzasının sanıklara ait olmadığının belirlendiği ve bu şekilde sanıkların karşılıksız çek keşide etme suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık ... ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekili tarafından yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, tanıkların anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, üzerine atılı olan suçları işlediğine ilişkin katılanın iddiasından başkaca, somut ve kesin bir delil elde edilememesi karşısında, sanığın beraatine dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet suçundan kurulan hüküm bakımından yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
31.01.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanunu"nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 3. maddesi ile karşılıksız çek keşide etme fiili idari yaptırıma dönüştüğünden, aynı Kanun"un 20/2-c maddesiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın hukuksal durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.