Esas No: 2021/2965
Karar No: 2022/18
Karar Tarihi: 17.01.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2965 Esas 2022/18 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2965 E. , 2022/18 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2965
Karar No : 2022/18
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ....
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...
2- ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU :Danıştay Sekizinci Dairesinin 26/05/2021 tarih ve E:2018/2974, K:2021/2685 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Aksaray Şehit Önder Güzel Polis Meslek Eğitim Merkezine geçici kaydı yapılan davacı tarafından, Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği’nde belirtilen sağlık şartını taşımadığından bahisle okulla ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlem ile dayanağı Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği’nin Ek-3/11-A-1 maddesindeki “Ruhsal yönden sağlam olacaktır. Geçmişinde ve halen hiçbir ruhsal hastalık, intihar girişimi, hafif ve orta derecede konuşma bozuklukları ve kişilik bozukluğu olmayacaktır, bulunması durumunda öğrenciliğe engeldir” hükmünde yer alan “Geçmişinde ve” ibaresinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 26/05/2021 tarih ve E:2018/2974, K:2021/2685 sayılı kararıyla;
Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği'nin EK-3/11-A-1 maddesindeki "Ruhsal yönden sağlam olacaktır. Geçmişinde ve halen hiçbir ruhsal hastalık, intihar girişimi, hafi ve orta derecede konuşma bozuklukları ve kişilik bozukluğu olmayacaktır, bulunması durumunda öğrenciliğe engeldir." hükümde yer alan “Geçmişinde ve” ibaresinin iptali istemi yönünden;
29/09/2019 tarihinde Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği’nin eklerinde değişiklik yapılmışsa da, davacının iptalini istediği kısım aynı şekilde mevcut olduğundan işin esasını incelemek gerektiği,
Polislik mesleğinin, gece-gündüz, ağır şartlarda görev yapılan silahlı hizmet olduğu, söz konusu meslek mensuplarının yasal şartlar oluştuğunda silah kullanma zorunlulukları da bulunduğundan bu meslekte görev yapanlarda sağlık açısından bazı şartların aranması gerektiği, ülkede güvenlik ve asayişin sağlanması görevini yürütecek olan personelin görevi gereği özel olarak seçileceğinin açık olduğu,
Polis Meslek Eğitim Merkezleri Giriş Yönetmeliği ile Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, polislik mesleğinin özelliği göz önünde bulundurularak, ileride bu mesleği yapacak olan Polis Meslek Eğitim Merkezi öğrencilerinin sağlık koşullarının mesleğin gereklerine uygun olmasının amaçlandığının anlaşıldığı, bu kapsamda, Polis Meslek Eğitim Merkezi öğrencilerinde, bazı sağlık koşullarının aranmasının, hizmetin gereği gibi ifa edilmesi açısıdan önem taşıdığı, bu koşulların, hizmetin aksatılmamasına yönelik olması, diğer bir deyişle, hizmetin gereklerine uygun olarak belirlenmesi gerektiği,
Bu durumda; Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği'nin iptal edilmesi istenilen ibaresinin, polislik mesleğinin nitelik ve gereksinimleri dikkate alınarak, kamu yararı ve hizmetin gereklerinin yerine getirilmesi amacını taşıdığı, dolayısıyla dava konusu düzenlemenin mevzuata aykırı olmadığı,
Davacı tarafından düzenlemedeki “geçmişinde ve” ifadesiyle hasta olmayan kişilerin de (yani geçmişinde hastalığı geçirenlerin) öğrenciliğe uygun bulunmayacağı şeklindeki düzenlemenin Anayasa ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu ileri sürüldüğü, ancak söz konusu düzenlemenin bazı özel rahatsızlıklar bakımından ve tekrarlayabilme olasılıkları göz önünde tutularak öngörüldüğü, ayrıca söz konusu düzenlemenin devamında bu sürenin (A) ve (B) dilimindeki hastalıklar için iki yılık bir süre ile sınırlı olduğunun düzenlendiği görüldüğünden iptali istenilen düzenlemenin üst hukuk normlarına aykırı olmadığı, kaldı ki davalı idarenin 29/09/2019 tarihinde yapmış olduğu Yönetmelik değişikliği ile söz konusu düzenleme nedeniyle ortaya çıkabilecek tereddütleri de giderdiğinin görüldüğü,
Diğer taraftan davacı tarafından dava konusu Yönetmeliğe göre kişinin mesleğe girmeden önce geçirdiği Yönetmelik'te geçen türde bir hastalığın mesleğe girmede engel olduğunun düzenlenmişken, kişinin mesleği icra ederken bu türden bir hastalığa maruz kalmasının meslekten çıkarma yaptırımına tabi tutulmamasının Anayasa'da yer alan eşitlik ilkesine aykırı olduğunun ileri sürüldüğü, ancak Anayasa'da bulunan “eşitlik” kuralının, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla da hüküm altına alındığı gibi mutlak eşitlik anlamına gelmediği, aynı düzenlemelerin aynı durumda bulunanlara yine aynı şekilde uygulanmasını ifade etmekte olduğu, davacının Polis Meslek Eğitim Merkezine kesin kaydının henüz yapılmadığı, geçici kaydının yapıldığı, henüz öğrenci adayı olduğu, söz konusu Yönetmelik'te öğrenci adayları ile öğrenciliğin tanımının yapıldığı ve farklı statüde bulundukları görüldüğünden farklı düzenlemelere tabi tutulmalarının eşitlik ilkesine aykırı olmadığı,
Davacının okulla ilişiğinin kesilmesine ilişkin 15/05/2018 tarihli işlemin iptali istemi yönünden;
Aksaray Şehit Önder Güzel Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğüne 21. dönem öğrencisi olarak geçici kaydı yapılan davacının, Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği'nde aranan sağlık şartını taşımadığından bahisle ilişiğinin kesildiği, söz konusu işleme karşı hem ... İdare Mahkemesinde hem de Dairelerinde dava açıldığı, .... İdare Mahkemesince ... tarih ve E:..., K:... sayılı karar ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, başvuruya konu mahkeme kararının kaldırılmasına, ve davanın reddine karar verildiği, anılan kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairelerinin 12/03/2020 tarih ve E:2019/9637, K:2020/1869 sayılı kararı ile onandığı ve kesinleştiğinin görüldüğü,
Bir yargı kararının, yasalarda belirlenen usullere uygun olarak verildikten, itiraz ya da yasa yollarından geçerek veya bunlara ilişkin başvuru süreleri sona ererek kesinleştikten sonra değişmez bir nitelik kazandığı, yargı kararlarının bu değişmezlik kuvvet ve niteliğine “kesin hüküm” denildiği, [TELLİ, S. Tekin, “İdari Yargıda Kesin Hüküm”, İdare Hukuku ve İdari Yargı ile İlgili İncelemeler I, Ankara 1976, s. 103]. yargı yerlerinin bu şekilde verdiği kararlar kesin hüküm halini alınca, hukuksal gerçek olarak kabul edileceği, kararı veren mahkeme de dahil olmak üzere hiçbir merciin kural olarak (yargılamanın yenilenmesi hariç) bu karara dokunamayacağı, bu durumun hukuki barışın ve yargıya güvenin amaçlanmasının bir sonucu olduğu, kesin hükümlerin, yargılamanın iadesi yoluyla ortadan kaldırılmadıkça tarafları bakımından varlığını ve hukuki sonuçlarını muhafaza edeceği,
Bu durumda davacının iptalini istediği bireysel işlemin Dairelerinin temyiz aşamasında verdiği karar ile kesinleştiği anlaşıldığından bireysel işlem yönünden işin esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın düzenleyici işleme ilişkin kısmının reddine, bireysel işleme ilişkin kısmının ise incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Ankara Bölge İdare Mahkemesinin Yönetmeliği dikkate alarak fakat Yönetmeliğin hukuka uygun hükümler ihtiva edip etmediğini göz ardı ederek karar verdiği, yargılama safhasında ve yargılamadan önce alınan sağlık raporlarından sağlam olduğu, polis olmasına engel teşkil edecek herhangi bir rahatsızlığının olmadığının anlaşıldığı, yerel mahkemece sevk edildiği hastane tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporunda sağlıklı olduğunun belirtildiği, polis okulu ile ilişiğinin kesilmesinin ardından ilgili Yönetmelik'te değişiklik yapılmasına rağmen bu durumdan faydalandırılmadığı, maruz kalıp iyileştiği bir hastalık nedeniyle okuldan ilişiğinin kesilmesinin hukuka aykırı olduğu, sağlıklı olduğuna dair raporların dikkate alınması gerektiği, öte yandan geçmişinde hastalık olanların öğrenci adaylığına uygun bulunmayacağı şeklindeki düzenlemenin Anayasa'yla ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerle düzenlenen temel haklardan olan kanun önünde eşitlik, eğitim hakkı, çalışma hakkı gibi hakları ihlal eden bir düzenleme olarak üst normlara aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarelerden Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, İçişleri Bakanlığı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek, gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddine, kısmen incelenmeksizin reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 26/05/2021 tarih ve E:2018/2974, K:2021/2685 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 17/01/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X-Dava, Aksaray Şehit Önder Güzel Polis Meslek Eğitim Merkezine geçici kaydı yapılan davacı tarafından, Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği’nde belirtilen sağlık şartını taşımadığından bahisle okulla ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlem ile dayanağı Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği’nin Ek-3/11-A-1 maddesindeki “Ruhsal yönden sağlam olacaktır. Geçmişinde ve halen hiçbir ruhsal hastalık, intihar girişimi, hafif ve orta derecede konuşma bozuklukları ve kişilik bozukluğu olmayacaktır, bulunması durumunda öğrenciliğe engeldir” hükmünde yer alan “Geçmişinde ve” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda “kesin hüküm” koşulları ve hukuksal sonuçlarına yönelik herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi; aynı Kanun'un 31. maddesinde "kesin hüküm" konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na herhangi bir gönderme de bulunmamaktadır.
Ancak, bir toplumun yürürlükte bulunan hukukunun işlerliğinin ve güvenliğinin sağlanmasının, o toplumun hukuk düzeni içinde yargı yerlerince verilecek yargısal kararlara “kesinlik” tanınmasıyla olacağı açıktır.
Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 138. maddesinin dördüncü fıkrasındaki hüküm de bu gereğin sağlanmasını amaçlamaktadır.
Bu anlamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "kesin hüküm" koşulları ve hukuksal sonuçlarına yönelik düzenlemelerinin, kıyas yoluyla da olsa idari yargı yerlerince de kabul edilmesi gerekmektedir.
Hukuk düzeninde istikrarı ve hukuk güvenliğini sağlama amacı taşıyan "kesin hüküm" ise, şekli ve maddi anlamda kesin hüküm olmak üzere iki başlıkta ele alınmalıdır.
Şekli anlamda kesin hükümle, ilk derece mahkemesince verilen karara ilişkin olağan kanun yollarının öngörülmemesi veya olağan kanun yollarına ilişkin başvuru sürelerinin kaçırılması ya da olağan kanun yolu başvurusunun mahkemesince reddedilmesi üzerine davanın şeklen sona ermesi kastedilmektedir. Şekli anlamda kesin hüküm, maddi anlamda kesin hüküm için zorunlu bir ön şarttır.
Maddi anlamda kesin hüküm ise, uyuşmazlığın esasını çözen nihaî yargı kararlarının, kimse tarafından değiştirilememesini ve daha sonra açılan dava bakımından bağlayıcı olmasını; diğer bir anlatımla, taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir daha dava konusu yapılamamasını ve bunun gelecek için devamlı nitelik taşımasını ifade etmektedir.
Buna göre, bir kararın maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşıması hâlinde; tarafları, sebebi ve konusu aynı olan yeni bir dava açılması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Şekli anlamda kesin hüküm niteliği taşımakla beraber, uyuşmazlığı esastan çözmeyen, yani maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımayan hükümlerin ise, tarafları, sebebi ve konusu aynı olan yeni bir dava açılmasına engel oluşturmayacağı ve varılan bu sonucun, hak arama hürriyeti bağlamında adil yargılanma hakkının da bir gereği olduğu açıktır.
Dolayısıyla, bu türden uyuşmazlıklarda, idarî yargı yerlerince verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşıyıp taşımadığının irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının okulla ilişiğinin kesilmesine ilişkin Polis Akademisi Başkanlığının 15/05/2018 tarihli işlemin iptali istemiyle açılan davada, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:.. sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, istinaf başvurusu üzerine ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile "davacının İdare Mahkemesince sevkedildiği SBÜ Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 27/07/2018 tarih ve 10508 Sayılı Sağlık Kurulu raporunda "halihazırda aktif bir psikopatolojisinin saptanmadığı, geçirilmiş anksiyete bozukluğu nedeni ile Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği Ek-3/11'e göre (B) diliminde yer aldığı ve Polis Meslek Eğitim Merkezi öğrencisi olmasının uygun olmadığı" yönünde tıbbi kanaat belirtildiği ve yukarıda anılan Yönetmelik uyarınca (B) diliminde tanımlanan hastalıkların öğrenciliğe engel olduğu hususları dikkate alındığında; belirtilen bu yönleriyle dava konusu işlemde mevzuata aykırılık ve aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir." gerekçesiyle istinaf isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verildiği, temyiz üzerine anılan kararın Danıştay Sekizinci Dairesinin 12/03/2020 tarih ve E:2019/9637, K:2020/1869 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, tarafları, sebebi ve konusu aynı olmakla birlikte, maddi anlamda kesin hüküm niteliği bulunmayan "davanın reddi" yolundaki karar esas alınmak suretiyle, davanın bireysel işleme ilişkin kısmının kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddi yolunda verilen Daire kararında hukuki isabet bulunmadığından, anılan kararın incelenmeksizin redde ilişkin kısmının bozularak işin esası hakkında bir karar vermek üzere Dairesine gönderilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.