17. Hukuk Dairesi 2016/11581 E. , 2019/5226 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 31.10.2008 tarihinde, davalıların sürücüsü ve işleteni oldukları zorunlu karayolu taşımacılık sigortası bulunmayan otobüsün yaptığı kazada vefat eden ..."ın yakınına 06.05.2009 tarihinde 51.791,00 TL ödendiğini belirterek 51.791,00 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kabulü ile 57.791,00 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu ödenen destekten yoksun kalma tazminatının rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde
olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini kendiliğinden araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Bununla birlikte; Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların gerekçesi ile sonucunun tam bir uyum içinde ve hüküm fıkralarının da açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olması gerekir.
Eldeki dosyada ise; mahkemece kararın gerekçesinde davanın 51.791,00 TL üzerinden kabulüne karar verildiği ifade edilmesine karşın hükmün 1.bendinde dava 57.791,00 TL üzerinden kabul edilmiştir. Bu haliyle mahkeme kararının gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmaktadır. Hüküm fıkrası ile gerekçe kısmı arasında uyumsuzluk bulunduğundan 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.