2. Hukuk Dairesi 2017/445 E. , 2017/1527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece erkek tarafından açılan boşanma davasında kadının ağır kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-davalı kadının kabul edilen kusurlu davranışları yanında, davalı-davacı erkeğin de birlik görevlerini yerine getirmediği ve evine karşı ilgisiz olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, tarafların boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekirken, davacı-davalı kadının ağır kusurlu kabul edilmesi doğru görülmemiştir. Ancak verilen boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru bulunduğundan, boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle onanması yönüne gidilmiş (HUMK m.438/son) ve davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
2-Davacı-davalı kadın 01/08/2014 tarihinde açtığı dava ile kendisi ve ergin olmayan ortak çocukları Yasemin için tedbir nafakası talep etmiş, davalı-davacı erkek ise 15/08/2014 tarihli birleşen boşanma davası ile boşanma ve ortak çocukların velayetini talep etmiştir. Mahkemece verilen hükümle erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayete ve velayeti davacı-davalı kadına verilen ortak çocuk Yasemin için tedbir ve iştirak nafakasına davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine hükmedilmiş, kadının nafaka davasına ilişkin ise “boşanma davasında yoksulluk nafakası talebi ile ilgili olarak hüküm kurulduğundan, bu konuda yeniden” karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Davacı-davalı kadının tedbir nafakalarına ilişkin talebi
bağımsız bir dava olup birleşen boşanma davasından önce açılmıştır. Davaların birleştirilmesi halinde de her dava bağımsız niteliğini korur. Hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükmün gösterilmesi gerekir. (HMK m.297/2) Hal böyle olunca davacı-davalı kadının bağımsız tedbir nafaka davası hakkında olumlu olumsuz bir karar verileceği yerde yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re"sen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-karşı davacı erkeğin birleşen boşanma davasında davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
4-Davacı-davalı kadının, davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasında yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde “yoksulluk nafakası talebinin reddine” karar verilmesi doğru olmamıştır.
5-Tarafların boşanmaları ile ortak çocukları ..."ün velayeti anneye, ...’ın velayeti ise babaya bırakılmıştır. Mahkemece kardeşlerin birbirlerini göremeyecekleri şekilde kişisel ilişki düzenlenmiştir. Kişisel ilişki düzenlenirken kardeşlerin birbirini görmelerine olanak sağlayıcı şekilde düzenleme yapılması kardeşlik ilişkisinin gelişmesi için önemlidir. Bu bakımdan kardeşlerin birbirlerini görecekleri şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.), (4.) ve (5.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.02.2017 (Prş.)