10. Hukuk Dairesi 2013/1062 E. , 2013/2081 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ölüm aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Zamanaşımı ve hakkın düşmesi” başlığını taşıyan 99. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıkların, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren 5 yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrayacağı, bu durumda olanların gelir ve aylıklarının, yazılı istek tarihini izleyen aybaşından itibaren başlayacağı öngörülmüş, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren “Zamanaşımı, hakkın düşmesi ve avans” başlığını taşıyan 97. maddesinde ise, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malûllüğü ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde istenmeyen kısmının zamanaşımına uğrayacağı açıklanmış olup, her iki yasal düzenleme karşılaştırıldığında, sigortalının hak sahipleri yönünden daha lehe olan 5510 sayılı Kanundaki hükmün uygulanması gerekmektedir.
Diğer taraftan; 01.10.2011 günü yürürlüğe girerek 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununu ilga eden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294. maddesinde, yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai kararın hüküm olduğu belirtildikten sonra 297. maddesinde hükmün kapsadığı hususlar sıralanarak, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz yinelenmeksizin, isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, kuşku ve duraksama uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu bildirilmiş olup, anılan düzenlemeyle, yargıda netlik ve açıklık ilkesine uygun olarak kamu düzeni ve barışının sağlanması amaçlanmaktadır.
İnceleme konusu davada; 1982 yılında yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden kendisine ölüm aylığı bağlanması için 03.04.2012 ve 02.05.2012 tarihlerinde davalı Kuruma başvuran hak sahibi davacının, 5510 sayılı Kanunun 97. maddesi dikkate alındığında 01.11.2008 gününden itibaren aylığa hak kazandığı belirgin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesine karşın, hükmün sonuç bölümünde aylık başlangıç tarihi belirtilmeyerek 6100 sayılı Kanunun 297. maddesindeki düzenlemeye aykırı, kararın yerine getirilmesi aşamasında kuşku ve duraksamaya yol açıcı nitelikte hüküm oluşturulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Kanunun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Hükmün ikinci paragrafında yer alan “ölüm” sözcüğünün çıkartılarak yerine “01.11.2008 tarihinden itibaren ölüm” sözcüklerinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.