10. Hukuk Dairesi 2012/23407 E. , 2013/2080 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, kesilen ölüm aylığının 23.11.2001 tarihi itibarıyla yeniden bağlanarak yasal faiziyle birlikte alınması ve yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) 506 sayılı Kanun hükümleri kapsamında sigortalı iken yaşamlarını yitiren eşi ve babası üzerinden davacıya hak sahibi sıfatıyla 1977 ve 1982 yıllarında ayrı ayrı ölüm aylığı bağlandığı, sonrasında davalı Kurumca yapılan değerlendirme üzerine babası üzerinden bağlanan aylığın 2001 yılının Ekim ayında tesis edilen işlemle başlangıç günü itibarıyla iptal edilip yersiz ödeme nedeniyle borç tahakkuk ettirildiği, davacının 26.10.2001, 29.04.2003, 30.03.2012 tarihlerinde yaptığı her iki aylığın birden bağlanması yönündeki başvurularının reddedilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Zamanaşımı ve hakkın düşmesi” başlığını taşıyan 99. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıkların, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren 5 yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrayacağı, bu durumda olanların gelir ve aylıklarının, yazılı istek tarihini izleyen aybaşından itibaren başlayacağı öngörülmüş, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren “Zamanaşımı, hakkın düşmesi ve avans” başlığını taşıyan 97. maddesinde ise, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malûllüğü ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde istenmeyen kısmının zamanaşımına uğrayacağı açıklanmış olup, her iki yasal düzenleme karşılaştırıldığında, sigortalının hak sahipleri yönünden daha lehe olan 5510 sayılı Kanundaki hükmün uygulanması gerekmektedir.
İnceleme konusu davada; 5510 sayılı Kanunun 97. maddesindeki düzenleme karşısında, hak sahibi davacının Kuruma yönelttiği yazılı başvuru tarihleri dikkate alındığında, zamanaşımına uğrayan ölüm aylığının 01.11.2008 gününden itibaren bağlanması gerektiği belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu istemin aynen hüküm altına alınması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.