Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8772
Karar No: 2018/4051

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8772 Esas 2018/4051 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/8772 E.  ,  2018/4051 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    ... mahallesi 4167 ada 30 parsel sayılı taşınmaz 2527,80 m2 yüzölçümü ile kestanelik vasfı ile tapuda davalı gerçek kişiler adına kayıtlı olup, üzerinde ""işbu parselin tamamı orman sınırları içerisinde kalmaktadır"", ""korunması gerekli tabiaat varlığıdır"", "..."a intikal edecek hisse, intikal yapılmamış mirasçılar veya 3. kişiler üzerine kamu haczi terkini"", ""..., ... ve ... hisseleri yarı intifa hakkı ..."a aittir"", ""... hissesi üzerine ... 6. İcra Müdürlüğü tarafından konulan haciz"" şerhleri bulunmaktadır.
    Davacı Orman Yönetimi 27.11.2013 tarihli dava dilekçesiyle ... mahallesinde bulunan ve davalılar adına tapuda kayıtlı olan kestanelik vasfındaki taşınmazın 2499,27 m2"lik kısmının orman sınırları içerisinde kaldığını belirterek taşınmazın orman sınırları içerisinde kalan bölümünün tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini ve davalıların el atmalarının önlenmesini talep etmiştir.
    Mahkemece davacının davasının kabulüne, ... i... mah. 4167 ada 30 parsel (Eski 974 parsel) sayılı taşınmazda harita bilirkişisinin 18.09.2014 tarihli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 2499,27 m²"lik kısmın davalıların müdahalelerinin önlenmesi ve davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile ayrı bir parsel numarası ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdit sınırları içinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ve tescil ile müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1965 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu, 1976 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi uygulaması, 18/06/1985 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması, 07/01/1992 tarihinde ilân edilen 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan 2/B madde uygulaması vardır. 1/01/1969 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosu ile 23/06/2001 – 23/07/2001 tarihleri arasında ilân edilen 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 22/2-a maddesine göre yapılan yenileme çalışmaları bulunmaktadır.
    Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir. Şöyle ki;
    Dava konusu ... mahallesi 4167 ada 30 parsel sayılı taşınmaz tapuda davalı gerçek kişiler adına kayıtlı olup davada taraftırlar, ancak taşınmaz üzerinde kişiler lehine şerhler ve ... 6. İcra Müdürlüğü aracılığıyla konulan haciz şerhleri olduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı
    Orman Yönetimi, taşınmazın tapu kaydında şerh sahiplerine husumet yöneltmeden dava açmıştır. Mahkemece, şerh sahibinin davaya katılımı sağlanmaksızın, husumet yaygınlaştırılmadan yokluğunda dava görülüp sonuçlandırılmıştır. Bu nedenle karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Taraf teşkili, davanın görülebilme koşullarından olup, mahkemece re"sen (kendiliğinden) yapılması gereken işlemlerdendir. O halde, dava konusu taşınmazın tapu kaydında şerh sahibi gözüken kişiler ile icra dosyalarında haciz alacaklıları belirlenerek davaya katılımı sağlanarak husumet yaygınlaştırılmalı, tarafların ileri sürecekleri delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Ayrıca Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine aynı hüküm uyarınca haksız bir elatma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar davalı kişiler adına tapuda kayıtlı olup, davalının haksız bir tasarruf ve elatmasından söz edilemez ve müdahalesinin men"ine karar verilemez. Bu itibarla, mahkemece müdahalenin men"ine ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulmuş olması da usûl ve kanuna aykırıdır.
    Yine, bölgede yapılan orman tahdit ve kadastro çalışmalarına ilişkin belgelerin ayrı ayrı getirilmediği yapılan keşifte usulüne uygun uygulanmadıkları raporların yetersiz oldukları neticede eksik ve denetime elverişli olmayan raporlar dayanak yapılarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
    O halde, mahkemece öncelikli olarak tapu kaydında şerh sahibi gözüken kişiler ve icra dosyalarında haciz alacaklıları belirlenerek davaya katılımı sağlanarak husumet yaygınlaştırılmalı, tarafların ileri sürecekleri delilleri toplanmalı; daha sonra çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapıldığı anlaşılan 1965 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu, 1976 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi uygulaması, 1985 yılında kesinleşen 2/B madde uygulaması, 1992 yılında yapılan 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan 2/B madde uygulaması, 1969 yılına ait genel arazi kadastrosu ile 2001 yılında yapılan 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 22/2-a madde uygulamasına ilişkin dava konusu taşınmazı gösterir her bir çalışmaya ait belge, harita, kroki ve tutanaklar ayrı ayrı dosyaya alınmalı daha sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına, 22/2-a krokisine göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Ayrıca mahkemece müdahalenin men"ine ilişkin talebin ise reddine karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi