10. Hukuk Dairesi 2013/1504 E. , 2013/2053 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmetinin tespitini istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalıların avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki somut olayda; davacı, davalı işveren nezdinde 15.10.2003 – 08.03.2004 tarihleri arasında 4 ay 23 gün çalışmasının tespitini istemiştir. Mahkemece, davacının davalı işveren nezdinde 11.11.2003 – 08.03.2004 tarihleri arasında 118 gün günlük asgari ücret üzerinden çalışmalarının tespitine hükmedilmiş ise de; dosya içeriğinden, davalı işveren vekili tarafından dosyaya ibraz edilen farklı dosyalara ilişkin celse tutanaklarında davacının davalı tanığı olarak verdiği ifadelerinde, davalı işveren nezdinde 2004 yılı mart ayından itibaren davalı işveren nezdinde çalıştığına ilişkin beyanlarına ilişkin davacı isticvap edilerek, beyanı alınmadan; dava dönemine ilişkin davalı işyerinden bildirilen bordro tanıkları re’sen dinlenmeden; dava dilekçesindeki ve gerekçeli karar başlığında davalı işveren olarak ... A.Ş.
belirtilmesine rağmen, Kurum kayıtlarında ve davalı işveren vekili olarak yargılamaya dahil olan vekilin vekaletnamesinde ... Tic. San. A.Ş. olarak işveren unvanı görülmesine ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılacak iş; yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, davacının, kesintisiz olduğunu iddia ettiği çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; davacı isticvap edilerek, davalı işveren vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 2005/127 Esas ve 2005/177 E. Sayılı dosyalara ilişkin celse tutanaklarındaki davalı tanığı olarak verdiği ifadedeki beyanları sorulmalı; davacının dosyaya ibraz edilen söz konusu celse tutanaklarına ilişkin dosyalar celbedilerek incelenmeli; davalı unvanındaki çelişki giderilmeli; dava dönemi davacı ile birlikte çalışan davalı işverenin bordrolarında bulunan kişilerin re’sen bilgi ve görgülerine başvurulmalı; böylece, bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip, takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 12.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.