10. Hukuk Dairesi 2012/16430 E. , 2013/2049 K.
"İçtihat Metni"
... adına Av. ... ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (devredilen SSK) adına Av. ... aralarındaki dava hakkında ... 6. İş Mahkemesinden verilen 12.05.2010 gün ve 2009/746 Esas, 2010/262 Karar sayılı hükmün, Dairemizin 20.12.2011 gün 2010/9868 Esas, 2011/19106 Karar sayılı ilamı ile BOZULMASINA karar verilmiştir. Bozma sonrası, Mahkemenin verdiği 28.06.2012 gün ve 2012/92 Esas, 2012/380 Karar sayılı karar ile önceki kararında 6100 sayılı HMK’nın 373/(5). Maddesi uyarınca direndiği anlaşılmış olmakla ve Direnme üzerine yapılacak işlemlerin neler olduğu 6100 sayılı HMK’nın 373’ncü maddesinin (5). fıkrasında; “İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır. (6) fıkrasında da; “(6) Hukuk Genel Kurulunun verdiği karara uymak zorunludur.” şeklinde ifade edilmiş olmakla birlikte 5 Temmuz 2012 gün ve 28344 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 40. Maddesi ile 5521 sayılı Kanuna eklenen Geçici 2’nci Maddedeki;“ Bölge adliye mahkemelerinin, 5235 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, Yargıtayın bozma kararlarına karşı verilen direnme kararının temyizi halinde dava dosyası, önce kararı veren daireye gönderilir. Direnme kararları daireler tarafından öncelikle incelenir. Kararı veren daire, direnmeyi yerinde görürse kararı düzeltir; yerinde görmezse talebi on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletir.” şeklindeki düzenleme karşısında, direnme kararının süresi içinde temyizen incelenmesi davacı avukatı ... tarafından talep edilmesi üzerine Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Dava, hak edildiği halde ödenmeyen 2009/2 ila 2009/7. Aylara ait yaşlılık aylıklarına mahsuben şimdilik 1.000 TL’nin hak ediş tarihleri itibariyle yasal faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verildiği, hükmün Dairemizce; “Uyuşmazlık, basamak farkından doğan Bağ-Kur prim borcunun, SSK tarafından yaşlılık aylığı bağlanmasına engel olup olmayacağı noktasına ilişkindir. SSK’ya yapılan 30.01.2009 tarihli tahsis talep tarihi itibariyle, 50 yaş 3 ay 4 günlük olan davacının 25 yıl 5 gün sigortalılık süresinin olması, 25.01.1984-26.01.2009 arası dönemde 7270 gün zorunlu SSK primi ve çakışmayan biçimde de 1596 gün esnaf Bağ-Kur hizmeti olmak üzere toplam 8866 gün prim ödemesinin bulunması, tahsis talebinden sonra Bağ-Kur tarafından tahakkuk ettirilen 195 TL basamak farkı prim borcunun 1479 Sayılı Yasanın 35. maddesinde öngörülen nitelikte bir prim borcu olmayıp tahsilinin her zaman mümkün bulunması, kaldı ki söz konusu tutarın 01.07.2009 tarihinde tamamen ödenip davacıya 01.08.2009 başlangıç tarihli yaşlılık aylığı bağlanması ve 30.01.2009 tarihli tahsis talep tarihi itibariyle tahsis koşullarının gerçekleşmiş olması karşısında, davanın kabulü ile davacıya 01.02.2009 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanarak ve taleple bağlı kalınmak suretiyle hak edilen aylıkların tahsiline hükmedilmesi gerekirken, yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür” gerekçesiyle bozulduğu belirgin bulunmakla, bozma ilamı gerekçesindeki açıklamalar gözetildiğinde, Mahkemenin direnme kararı yerinde görülmediğinden talebin on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı sebepten ötürü Yargıtay incelemesine konu olan karar, eski hükümde direnmeye ilişkin olup direnme Dairemizce yerinde görülmediğinden ve bu durumda kararın inceleme yeri Yargıtay Hukuk Genel Kurulu olduğundan dava dosyasının Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.