Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3464
Karar No: 2019/4799

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/3464 Esas 2019/4799 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/3464 E.  ,  2019/4799 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21/12/2016 tarih ve 2014/866- 2016/1056 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 11/05/2017 tarih ve 2017/215- 2017/243 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 14.05.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, müvekkili ..."in 02/07/2009 tarihinde vefat eden ..."in nikahlı eşi diğer davacıların ölenin çocukları, davalıların ise ..."in nikahsız eşinden çocukları olduklarını, dava dışı Yeşil Malatya Ltd Şti."nde ... ile birlikte davalı çocukların eşit miktarda pay sahibi olduklarını, ..."in vefatı üzerine müvekkillerinin de dava dışı Yeşil Malatya Ltd Şti.ne ortak olmaya hak kazandıklarını, mirasçılık belgesi çıkarılmasına rağmen müvekkillerinin ortaklığının henüz tescil ve ilan ettirilmediğini, davalı Yeryüzü Gıda Ltd Şti."nin ise davalı ortaklar tarafından kurulduğunu, faaliyet konuları aynı olan iki şirketin de müdürlük görevinin davalı ... tarafından yürütüldüğünü, baba ..."in vefatından sonra müşterilerin davalı şirkete yönlendirildiğini, davalı ..."in dava dışı Yeşil Malatya Şirketi’ne karşı olan özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiğini, şirketi zarara uğrattığını, iki şirkette birden müdür olarak rekabet yasağına aykırı davrandığını, davalı ...’in de bağlılık yükümlüğüne aykırı davrandığını, davalıların haksız rekabette bulunduklarını ileri sürerek, davalıların haksız rekabet teşkil eden faaliyetlerinin tespiti ile önlenmesini davalı ..."in dava dışı Yeşil Malatya Ltd Şti.’deki müdürlük görevinden azli ile şirkete kayyım atanmasını, davalı ... ‘in ortaklık ve müdürlük, Recep’in ortaklık sıfatından kaynaklanan yükümlülüklerini ihlali sebebiyle Yeşil Malatya Ltd Şti.’nin uğradığı HMK 107. m. uyarınca belirsiz alacak niteliğinde şimdilik 1.000,00 TL zararın müvekkillerin dava dışı şirketteki hisselerini iktisap tarihi olan 02.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsili ile dava dışı Yeşil Malatya Ltd Şti.’ne ödenmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davacıların iddialarının yerinde olmadığını, müvekkillerinin rekabet yasağına aykırı, özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal eden, haksız fiil teşkil eden bir eylemlerinin bulunmadığını, müvekkili şirketin murisin sağlığında kurulduğunu ve müvekkili Muharrem’in müdür olmasına muvafakat verdiğini, davacıların da müvekkilinin müdür olduğunu bilmelerine rağmen uzun süre buna itiraz etmeyerek icazet verdiklerini, şirketlerin faaliyet alanlarının farklı olduğunu, dava dışı şirketin uğradığı bir zararın da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı şirketin toptan satış yaptığı, davalı şirkete toptan mal verdiği, her iki şirketin müşteri kitlesinin farklı olduğu, davalıların haksız rekabet teşkil eden bir eylemine rastlanmadığı, dava dışı şirketin herhangi bir zarara uğramadığı, müdürlükten azil nedenlerinin de oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
    İstinaf mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, muris ...’in davalı ..."in davalı şirkette müdür olmasını onayladığı hatta davacıların bir kısmının da davalı şirkette sigortalı olarak çalıştığı, davacıların, murisin ölümünden 4,5 yıl sonra 13.09.2013 tarihinde ihtarname gönderdiği, muris ve davacılar uzun bir süre ..."in müdürlük görevini yürütmesine ses çıkarmadıklarından ..."in her iki şirkette müdür olmasına muvafakat ettikleri, dava dışı şirket toptan mal satışı, davalı şirketin ise, perakende satış yaptığından şirketlerin rakip olmadığı, davalı şirketin dava dışı şirketten uzunca bir süre mal tedarik ettiği, davalı ..."in dava dışı şirketi zarara uğrattığına dair bir delil bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 25/06/2019 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY
    1- Dava, limitet şirket müdürüne karşı, rekabet yasağı kuralının ihlali sebebiyle sorumluluk davası ile şirket müdürünün azli ile yerine yönetim ve temsil kayyımı atanması taleplerine ilişkindir.
    2- 6102 sayılı TTK’nın 644/1-a maddesi uyarınca, limitet şirket müdürlerinin sorumluluğu anonim şirketlere ilişkin kurallara tabidir. TTK’nın 555.maddesi uyarınca, şirketi yönetenlerin yönetimi sebebiyle şirketin uğradığı zararın tazminini şirket talep edebileceği gibi, şirkete ödenmesi istemiyle pay sahipleri de talep edebilecektir.
    3- 6102 sayılı TTK’nın limitet şirketlere ilişkin 613.maddesi uyarınca, şirket ortakları, şirket sırlarını korumakla yükümlüdür. Bu yükümlülük şirket sözleşmesi veya genel kurul kararıyla dahi kaldırılamayacaktır. Ayrıcı ortakların, şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunmaları, özellikle de, kendilerine kişisel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapmaları yasaklanmıştır. Geri kalan ortakların tümü yazılı olarak onay vermedikleri takdirde, ortaklar, bağlılık yükümüne veya rekabet yasağına aykırı düşen faaliyetlerde bulunamazlar. Şirket sözleşmesiyle, ortakların, şirketle rekabet eden işlem ve davranışlardan kaçınmak zorunda oldukları öngörülebilir.
    4- 6102 sayılı TTK’nın 626.maddesinde ise limitet şirket müdürleri için, diğer ortakların bağlı oldukları yükümlülüklere ek olarak, dürüstlük kuralları çerçevesinde şirket menfaatlerini gözetme konusunda objektif özen borcu getirilmiştir. Aynı şekilde, ana sözleşmede öngörülmedikçe veya diğer tüm ortakların YAZILI İZNİ olmadıkça müdürlerin şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunmaları açıkça yasaklanmıştır.
    5- Keza, 6102 sayılı TTK’nın 630.maddesinde ise, her bir şirket ortağına, haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin yönetim hakkı ve temsil yetkilerinin kaldırılması veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteme hakkı getirilmiştir.
    6- Somut olayda, davacı gerçek kişiler ile davalı gerçek kişilerin dava dışı Yeşil Malatya Ltd. şirketinin ortakları olduğu, davalı kişilerin 2005 yılından itibaren bu şirketin 50 süreyle şirket müdürlüğüne seçildikleri, bu kişilerden Muharrem’in aynı zamanda davalı rakip şirket Yeryüzü Ltd.’nin de diğer davalıyla birlikte ortağı ve ayrıca kurulduğu 2001 yılından bu yana müdürü olduğu, yargılama sırasında Recep’in hisselerini Muharrem’e devrettiği anlaşılmaktadır.
    7- Mahkeme tarafından, Yeşil Malatya ve Yeryüzü limitet şirketlerinin birbirlerine rakip olmadıkları kabul edilmiş ise de, şirketler arasında rekabetin varlığı için aynı ticari alanda faaliyette bulunmaları yeterli olup, her iki şirketin de aynı alanda faaliyet gösterdikleri, hatta davalı Yeryüzü Ltd.’nin, dava dışı Yeşil Malatya Ltd.’den toptan mal alarak perakende satış yaptığı anlaşılmakla, aralarında rekabet olmadığına ilişkin değerlendirme yerinde değildir. Bunlardan birinin toptancı, diğerinin perakendeci olması da sonucu değiştirmeyecektir. Zira, davalıların, başkalarıyla ortağı oldukları şirketten toptan gıda maddelerini oldukça ucuz alarak, sadece kendilerine ait olan perakende şirketin çok karlı olarak mal satabilme imkan ve ihtimalleri nedeniyle her iki şirket arasında açık bir menfaat çelişkisi bulunmaktadır.
    8- Mahkeme tarafından, davacıların, murisleri ...’ın 02.07.2009 tarihinde ölümü ile Yeşil Malatya şirketinde ortak oldukları, dava tarihine kadar davalıların rakip şirkette ortak olmalarına ses çıkarmadıkları halde sonradan böyle bir davanın açılmasının MK 2’ye aykırı olduğu değerlendirmesinde de isabet yoktur. Zira davalıların çelişkili bir davranışları bulunmamaktadır (Hami Şener, Limitet Ortaklıklar, s.770). Her ne kadar muris ... 2009 yılında ölmüş ise de, davalıların şirket ortağı haline gelmeleri ve ortaklıklarının tescil olunması 21.07.2014 tarihini (davadan sonra) bulmuştur. Bu tarihe kadar şirket genel kurullarına dahi katılma hakkı yok iken, davalıların şirket yöneticisi olmalarına ses çıkarmadıklarının ileri sürülmesi maddi gerçeklikle ve hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. Davalılar ve davacılar kardeş ve murisleri ..., ortak miras bırakan olmasına rağmen, murisin vefat ettiği 2009 yılından itibaren davacılar şirket ortaklığına kaydedilmemiş, genel kurul toplantılarına da çağrılmamıştır. Ancak, davacılarca 04.12.2003 tarihinde ihtarname çekerek şirket ortaklığına alınmaları talep edilmiş ve bunun prosedürü de yaklaşık 8 ay sürmüş ve ancak o aşamadan sonra şirket ortağı olabilmiş iken, davalılar yerine davacılara MK 2 uyarınca kötü niyet isnadı doğru olmamıştır. Davalıların muris zamanında davalı şirkette yönetici ortak olmaları ve murisin buna ses çıkartmamış olması da davacıların mirasdan doğan mülkiyet haklarını kısıtlamayacaktır. Zira Kanun uyarınca, böyle bir izin ancak YAZILI olarak bir yönetici ortağa verilmedikçe, geçmişte muris zamanındaki ses çıkarılmama hadisesi davalılara, şirketle rekabet edebilme yönünde müktesep hak sağlamayacaktır.
    9- Öte yandan, davacı tarafça davalıların şirket yöneticiliğinden azli istenilmiş, mahkemece bu istemin de reddine karar verilmiştir. Bir yöneticinin TTK 626.maddesine aykırı şekilde, şirketle rekabet halinde olan bir şirketin izinsiz olarak yönetici ortağı olması, TTK 630’a göre, yöneticinin azli için açık bir şekilde haklı sebep teşkil edecektir. Mahkeme bu istem yönünden de davanın reddi doğru olmamıştır.
    10- Sonuç itibariyle, davalı gerçek kişilerin şirketle rekabet yasağını ihlal etmiş olmaları nedeniyle sorumluluk davasının varlığı kabul edilerek, yöneticilerin azline ve zararın tazminine karar verilmesi gerekirken, davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf isteminin reddine karar veren Bölge Adliye Mahkemesi kararının onayan Dairemiz çoğunluk görüşüne katılmıyorum.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi