22. Hukuk Dairesi 2019/6923 E. , 2019/19042 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : TESPİT
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacılar vekili, sendika yönetim kurulunun, Disiplin Kurulları Yönetmeliği’nin 11. maddesinin (j) fıkrasında “genel yönetim kurulunca üyelikten çıkarılma (ihraç) veya yöneticilikten uzaklaştırma işlemi ile disiplin kurulu"na sevk edilen (Genel Merkez veya Şube) Yönetim, Denetleme, Disiplin Kurulu üyeleri bu halde soruşturma süresince sendikal haklarını kullanamazlar. Disiplin kurulu tarafından üyelikten çıkarılma (ihraç) işlemi ile Genel Kurula Sevk edilenler bu süre boyunca hiçbir sendikal hakkı kullanamazlar” hükmünün ve 12/son maddesinde “üyelikten çıkarma cezası alan yöneticiler bu organlardaki görevlerinden ilk yapılacak olan genel kurula kadar uzaklaştırılır. Bu süreçte sendika içi haklarını kullanamazlar” yönünde düzenlemeler gerçekleştirdiğini ancak Disiplin Yönetmeliğine konulan bu hükümlerin Anayasanın 51. maddesi hükmüne ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ile Büro Memur Sen Tüzüğüne aykırı olduğunu ileri sürerek davalı sendikanın disiplin kurulları yönetmeliğinin 11. maddesinin (j) fıkrası ile 12. maddesinin son fıkrasının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, sendika üyeliğinden çıkarmaya yetkili organın sendika merkez genel kurulu olduğu, disiplin kurulu tarafından üyelikten çıkarılma (ihraç) istemi ile genel kurula sevk edilenlerin bu süre boyunca hiçbir sendikal hakkı kullanamayacakları yönündeki hüküm ile üyelikten çıkarma cezası alan yöneticilerin olağan genel kurul yapılıncaya kadar bu süreçte sendika içi haklarını kullanamayacakları yönündeki hükmün Anayasaya, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu hükümlerine, ILO normlarına, sendika içi demokrasi kurullarına, örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi yapma hakkına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile sendika disiplin kurulları yönetmeliğinin 11. maddesinin (j) fıkrası ile 12. maddesinin son fıkrasının iptaline karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, disiplin yönetmeliğinde yapılan değişikliğin, üyelerin sendikal haklarını kullanma imkanını disiplin kurulu kararı ile ortadan kaldıracak nitelikte olup, Anayasa, ILO normları ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine de aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Gerekçe:
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 2/1-ğ maddesinde tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olarak tanımlanan sendikaların amacı, yine aynı maddede, üyelerinin ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak olarak ifade edilmiştir. Anayasamızın 51 inci maddesi ile 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 3/f maddesi de aynı doğrultudadır. Sendikaların özgür oldukları oranda belirtilen amacı gerçekleştirebileceği kuşkusuzdur.
6356 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde de, sendikal hak ve özgürlüklerin, özgürlükçü ve demokratik toplum esasları temelinde düzenlendiği belirtilmiştir. Bu bağlamda, sendikal özgürlüklerin başında, sendikaların, kurulduktan sonra faaliyetlerinde ve yönetiminde serbest olabilmeleri hususunun geldiğini ifade etmek gerekir. Şüphesiz, yönetimde serbest olması gereken sendikanın, tüzüğünü, kendi iradesi ile belirlemesi gerektiği tabiidir. Ülkemiz tarafından 1993 yılında onaylanan, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün, Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 sayılı Sözleşmesi’nin 3 üncü maddesinin 1 inci fıkrasına göre de “Çalışanların ve işverenlerin örgütleri tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler.”
Niteliği gereği demokratik kuruluş olması gereken sendikaların, kendi iradeleri ile tüzüklerini belirleme hakkı da, özgür ve serbestçe faaliyet de bulunmalarının ön koşulu olan sendika içi demokrasi ilkesi ile sınırlıdır. Uluslararası sözleşmeler, hukukun genel ilkeleri ve demokratik hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayan düzenlemelerin, sendika içi demokrasiye zarar verecek olması nedeniyle, çağcıl hukuk düzenince korunması düşünülemez. Nitekim 87 sayılı ILO sözleşmesinin 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında da, sendikaların tüzüklerini düzenleme hakkının, yasaya uygun şekilde kullanılması gerektiği ifade edilmiştir.
Diğer taraftan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 51 inci maddesinin son fıkrasına göre de “Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.”
Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, dava konusu düzenlemeler 14/09/2017 tarihli sendika yönetim kurulu kararıyla kabul edilmiştir.
Sendika Disiplin Yönetmeliğinin 11 inci maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan düzenlemeye göre “Genel Yönetim Kurıılu"nca üyelikten çıkarılma (ihraç) veya yöneticilikten uzaklaştırma işlemiyle Disiplin Kurulu"na sevk edilen (Genel Merkez veya Şube) Yönetim, Denetleme, Disiplin Kurulu üyeleri bu halde soruşturma süresince sendikal haklarını kullanamazlar. Disiplin Kurulu tarafından üyelikten çıkarılma (ihraç) işlemiyle Genel Kurııl"a sevk edilenler bu süre boyunca hiçbir sendikal hakkı kullanamazlar.”
Sendika Disiplin Yönetmeliğinin 12 nci maddesinin son fıkrasında yer alan düzenlemeye göre ise “Üyelikten çıkarma cezası alan yöneticiler bu organlardaki görevlerinden ilk yapılacak olan genel kurula kadar uzaklaştırılır. Bu süreçte sendika içi haklarını kullanamazlar.”
İlk Derece Mahkemesince ve Bölge Adliye Mahkemesince, yazılı gerekçeyle dava konusu düzenlemelerin hukuka aykırı olduğunun tespiti isabetlidir. Nitekim yukarıda belirtilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 51 inci maddesinin son fıkrası hükmüne aykırı olacak şekilde, üyelikten çıkarma kararı kesinleşmeden sendikal hakların kullanımını engelleyen dava konusu düzenlemeler, sendikanın demokratik işleyişini akamete uğratacak nitelik arz etmektedir.
Dava konusu düzenlemeler ayrıca 4688 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesinde yer alan “Üyenin, sendikadan çıkarılma kararı sendika merkez genel kurulunca alınır. Çıkarma kararı, çıkarılana ve işverene yazı ile bildirilir. Çıkarma kararına karşı üye, bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde görevli iş mahkemesine itiraz edebilir. Mahkeme iki ay içinde kesin karar verir. Üyelik, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar sürer.” hükmüne de açıkça aykırıdır.
Hal böyle olmakla birlikte, İlk Derece Mahkemesince dava konusu yönetmelik hükümlerinin iptalinin olanaklı olup olmadığı hususu da ayrıca değerlendirmeye muhtaçtır.
Bir özel hukuk tüzel kişisi olan sendika tarafından alınan kararların ve yapılan işlemlerin iptali edilebilmesi için, mevzuatta bu yönde düzenleme yer alması gerekmektedir. Bununla birlikte sendika tarafından ihdas edilen yönetmelik hükümlerinin iptaline karar verilebileceğini öngören bir hüküm hukukumuzda mevcut değildir.
Bu itibarla, somut uyuşmazlıkta dava konusu düzenlemeler hukuka ve demokratik esaslara aykırı olduğundan, mahkemece geçersizliğinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmeli ve fazlaya dair istemin reddine karar verilmelidir. Yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
3-Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince Sendika Disiplin Yönetmeliğinin 11 inci maddesinin 2 nci fıkrasına dair hüküm tesis edilmesi gerekirken, “11. Maddesinin J fıkrası” hakkında hüküm tesisi de doğru değildir.
Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.