18. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11672 Karar No: 2016/9710 Karar Tarihi: 16.06.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/11672 Esas 2016/9710 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu, Kamulaştırma Yasası'na göre bir taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescilidir. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın kabulüne karar vermiş, ancak davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay ise temyiz itirazlarını yerinde bulmamış, ancak taşınmazın değerinin saptanmasında uygulanacak veriler ve kapitalizasyon faizi yönünden sulu veya kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmadığı önem taşıdığını belirtmiştir. Sulama kaynağının ne olduğu, sulama yöntemi ve suyun yeterliliği gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde araştırılmalı ve üretim masrafları da dikkate alınarak taşınmazın değeri belirlenmelidir. Kararda Kamulaştırma Yasası'nın 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendi açıklanarak taşınmazın değerinin belirlenmesinde dikkate alınması gereken hususlar detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
18. Hukuk Dairesi 2015/11672 E. , 2016/9710 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 125 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmekte olup bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında uygulanacak veriler ile kapitalizasyon faizi yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Sulama kaynağının ne olduğu açıkça belirlenerek sulu ise sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yapılan sulamanın taşınmaz üzerinde bulunan derin kuyudan mı sağlandığı, başkasının taşınmazındaki bir kuyudan yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir mükellefiyet kurulmuş olması gerektiğinden bu hususun varlığı ve suyun yeterliliği vb. gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılarak belirlenerek, pompalama veya damla sulama yöntemi ile yapılan bir sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi, kuru ise kuru tarım arazilerinde, sulu ise sulu tarım arazilerindeki zeytinin 2013 yılı itibariyle ortalama verim, satış fiyatı ve üretim giderinin il tarım müdürlüğünden getirtilip, sulu ise %5, kuru ise %6 kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle değer belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.