Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/736
Karar No: 2016/299
Karar Tarihi: 09.03.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/736 Esas 2016/299 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/736 E.  ,  2016/299 K.
"İçtihat Metni"

ESAS NO : 2014/23-736
KARAR NO : 2016/299
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO : 2014/23-736
KARAR NO : 2016/299 Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : .... Asliye Ticaret Mahkemesi


Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;.....Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.09.2012 gün; 2010/690 E., 2012/457 K. sayılı kararın incelenmesi .......istenilmesi üzerine, Yargıtay ..... Hukuk Dairesinin 11.02.2013 gün ve 2012/6541 E., 2013/719 K. sayılı ilamı ile;
(... Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 24.02.1998 tarihinde üye olduğunu, 26.09.2008 tarihli noter aracılığıyla gönderdiği ihtarname ile üyelikten istifa ettiğini, bu ihtarın 22.10.2008 tarihinde yönetim kurulu başkanı ......a tebliğ edildiğini, bu güne kadar bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere aidat ve tüm haklarının hesaplanarak davalıdan 22.10.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiş; 10.02.2011 havale tarihli dilekçesi ile şimdilik 10.000,00 TL istemiştir.
Davalı vekili, davacının 1997-2003 yılları arasında davalı kooperatife üye olduğunu, 2004 yılında üyelikten ayrıldığını, alacağın beş yıllık zamanaşımına uğradığını, faiz taleplerinin de yerinde olmadığını, davacının toplam aidat ödemesinin 19.909,00. TL, katkı payının ise 4.583,34 TL olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; dava basit yargılama usulüne tabi olup, cevap süresinin cevap dilekçesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"a göre ilk duruşma gününe kadar olduğu, davalının zamanaşımı def"ini ilk duruşma gününden sonra ileri sürdüğü, davacının istifasının 30.04.2004 tarihli dilekçe ile gerçekleştiğinin sabit olduğu, davacının çıkma payı alacağı olarak 9.750,54 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17. ve Yapı Kooperatifleri Tip Ana sözleşmesi"nin 15. maddesi hükümlerine göre, ayrılan ortağın hakları, ortaklıktan çıktığı veya çıkarıldığı yılın bilançosu çerçevesinde iade edilir. Hakların geri ödenmesi ise, bu bilançonun kesinleşmesinden, başka bir anlatımla bilançonun genel kurulca kabulünden itibaren bir ay içinde yapılabilir. Dolayısıyla alacak, bilançonun genel kurulca kabulünden itibaren bir ay sonra muaccel hale gelir. Ancak kooperatifin giderlerini karşılamak için alınan paralar iade edilmeyeceğinden, ayrıldığı yılın bilançosuna göre genel giderlerden üyeye düşen pay, alacağından mahsup edilir. Kanunun aynı maddesine göre de çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçılarının alacak ve hakları bunları isteyebilecekleri günden başlayarak, yani muaccel hale geldiği tarihten itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Yine, Kooperatifler Kanunu’nun 17/2. maddesi uyarınca, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, ana sözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile, genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Ancak böyle bir karar alınsa dahi (somut olayda erteleme kararı alınmamıştır) öncelikle mahkemece, davacının istediği alacağın davalı kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğinin bilirkişi aracılığıyla tespit ettirilmesi gerektiği gibi, bu karar davalı kooperatife sadece yapacağı geri ödemeleri üç yıla kadar erteleme hakkı verir ise de, alacağın muacceliyet tarihini etkilemez ve değiştirmez. Bu sürenin sonunda davacı ortak, yine aynı Kanun maddesi ile ana sözleşmenin 15/1. maddesi uyarınca, yaptığı ödemelerin iadesini, ayrıldığı yılın bilançosunun ertesi yıl genel kurulda kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonraki tarihten itibaren faiziyle birlikte geri isteyebilir.
Zamanaşımı def"i ilk itirazlardan değil ise de, kural olarak süresinde verilen cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir. Cevap süresi geçtikten sonra ileri sürülmesi halinde dinlenebilmesi, davacının savunmanın genişletilmesine hemen itirazda bulunmamasına ya da esas hakkında beyanda bulunarak bu savunmayı zımnen benimsemesine bağlıdır. Davalı tarafça 07.02.2011 havale tarihli dilekçe ile süresinden sonra zamanaşımı def"inde bulunulmuş ise de, davacı tarafça bu duruma açıkça savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediğini bildirerek itiraz edilmemiştir. Cevap dilekçesinin tebliğ edildiği hususunun duruşma tutanağına geçirildiği oturumda ve davalının zamanaşımına savunmasını tekrarladığı diğer oturumlarda ve özellikle son oturumda dahi davacı bu savunmaya karşı çıkmamıştır.
Somut olayda, davacının mahkemece de kabul edildiği ve davalı tarafça da savunulduğu üzere 30.04.2004 tarihli adi yazılı istifa dilekçesi ile istifa ettiği, imzanın davacıya ait olduğu teknik bilirkişi raporu ile belirlendiği ve 15.05.2004 tarihli yönetim kurulu kararı ile istifanın kabul edildiği, böylece davacının istifasının aynı Kanun"un 13. ve ana sözleşmenin 13. maddesi uyarınca bu tarihte gerçekleştiği ve sonuç doğurduğu, dava konusu alacağın davacının istifa ile ayrıldığı yıla ait bilançoyu ertesi yıl onaylayarak kesinleştiren genel kuruldan bir ay sonra 07.03.2005 tarihinde muaccel olduğu ve bu tarih ile 03.11.2010 olan dava tarihi arasında da beş yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşıldığından, davalının zamanaşımı def"inin kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı yazılı gerekçeyle esasa girilip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.



HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ile BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 09.03.2016 gününde oy birliği ile karar verildi.


Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi