12. Hukuk Dairesi 2013/35311 E. , 2014/1377 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2013
NUMARASI : 2012/212-2013/514
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte borçlular yetki itirazı ile birlikte ödeme emri tebliğlerinin usulsüz olduğunu, dayanak belgenin boş olarak verildiğini, bononun tanzim yerinin olmadığını ileri sürerek tebligatların usulsüz olduğunun tespitini, şikayetlerinin ve yetkiye itirazlarının kabulünü talep etmişler, mahkemece borçluların şikayet ve itirazlarının reddine karar verilmiştir.
1-Borçlu ... Hav. Is. Soğ. Tes. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan tebligat “gösterilen adreste tevziat saatlerinde kimse olmadığından evrak İçerenköy muhtarlığına ihbarlanmış 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırılıp ayrıca komşusu yönetici M. E.."a haber verilmiştir” şerhiyle 22.11.2011 tarihinde 7201 Sayılı Kanun"un 21.maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
İİK"nun 170a/1. maddesi göndermesi ile aynı Kanun"un 168/3. maddesi hükmü gereğince, borçlunun kambiyo hukuku bakamından şikayetini ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur.
Her ne kadar mahkemece borçlu şirkete yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu ancak senedin kambiyo vasfına yönelik şikayetin süresiz olduğu belirtilmişse de, borçlu şirkete yapılan tebligat usulüne uygun olmakla birlikte şikayet (5) günlük süreye tâbi olduğundan adı geçen borçlu tarafından yapılan başvurunun İİK"nun 168/3. maddesi gereğince süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden borçlu şirket yönünden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir.
2-Borçlu E.. D..nin temyiz itirazlarının incelenmesinde
Borçluya ödeme emrinin 22.11.2011 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ edilmek istenildiği anlaşılmaktadır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince
tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen ve tebliğ tarihi itibariyle uygulanması gereken Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin birinci fıkrasında; “Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir” hükmü öngörülmüştür. Tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup olayda uygulanması gereken Tebligat Tüzüğünün 28. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir.
Muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak; maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün tespiti halinde ise Tüzüğün 28. maddesinin 2., 3., 4. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır.
Bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde bu husus da belirtilerek; muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve Hakimin denetimini sağlayacaktır.
21. maddeye göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır (HGK.nun 25.01.2006 tarih ve 2005/2-772/17 sayılı kararı).
Somut olayda; anılan borçluya çıkartılan ödeme emri; “gösterilen adreste tevziat saatlerinde kimse olmadığından evrak İçerenköy muhtarlığına ihbarlanmış 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırılıp ayrıca komşusu yöneticiye haber verilmiştir” şerhiyle 22.11.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Söz konusu tebligatta borçlunun adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği tespit edilmediği gibi, haber verildiği belirtilen komşunun imzasının alınmadığı, imzadan imtina durumunun da belirlenmediği görüldüğünden tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Kanun"un 21/1. maddesi ile Tebligat Tüzüğü’nün 28. maddesi hükümlerine aykırı olup usulsüzdür.
O halde mahkemece, öncelikle Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi uyarınca borçlu E.. D.."nin bildirdiği öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildikten sonra işin esasının incelenmesi gerekirken bu hususun gözardı edilerek yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : 1-Borçlu Dtay İklimlendirme ....Tesisat San. ve Tic. Ltd. Şti"nin temyiz itirazlarının reddi ile adı geçen borçlu şirket yönünden sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK"nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA);
2-Borçlu E.. D.."nin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca borçlu E.. D.. yönünden (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlu E.. D.."nin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.