11. Hukuk Dairesi 2018/3337 E. , 2019/4793 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 29/03/2018 tarih ve 2016/157-2018/351 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin aracı ile, davalı şirketin Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü Polatlı Tarım İşletmesi Müdürlüğü"nden almış olduğu harman tesislerinden ekim parsellerine tohumluk nakliyesi işi kapsamında 14/09/2012-07/10/2012 tarihleri arasında 24 sefer yaptığını ve davalıdan 8.496,00 TL alacağının olduğunu, işbu alacağına ilişkin 25/10/2012 tarihli faturanın davalıya tebliğ edildiğini, davalının da faturayı iade ettiğini, bunun üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak, davalının haksız yetki ve borca itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine alacağın %20"si oranında tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Dairemizin bozma ilamına uyan mahkemece, davalı tarafın cevap dilekçesi ve temyiz dilekçesindeki KDV dahil 200,00 TL üzerinden sözlü olarak anlaştıkları beyanı ve ikrarı karşısında miktar konusundaki belirsizliğe ilişkin de davalı tarafın ikrar mahiyetteki beyanının esas alınması gerektiği gerekçesiyle davalı tarafça Polatlı 1. İcra Müdürlüğü"nün 2013/680 Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 3.170,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 3.170,00 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 634,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı,davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 6100 sayılı Yasa’nın 184. maddesine göre, hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder. Tahkikatın bittiğinin tefhiminden sonra, sözlü yargılama aşamasına geçileceği konusunda şüphe yoktur. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus, tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği celseden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için yeni bir gün tayininin zorunlu olup olmadığı hususudur.
Sözlü yargılama 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 186. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, "Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir." hükmünü amirdir.
Bu maddede, taraflara davetiye çıkarılacağı belirtilmiş ise de, HMK"nın 184. maddesine uygun olarak, tarafların tamamının hazır olduğu yargılama sırasında, hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verip, tarafların bütün tahkikat hakkındaki açıklamalarını dinleyip, tahkikatı gerektiren bir hususun kalmadığını belirledikten sonra, yüzlerine karşı tahkikatın bittiğini tefhim etmişse, sözlü yargılama hakkında da görüşlerini sorması gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, taraflardan bir kısmının hazır olmaması veya hazır olan taraflardan biri ya da tamamının, mahkemeden sözlü yargılama için duruşma günü tayin edilmesini istemeleri halinde, sözlü yargılama için HMK"nın 186. maddesine uygun olarak duruşma günü belirlenmesi ve bu durumun duruşmada olmayan taraflara meşruhatlı davetiye ile tebliğ edilmesi gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, tarafların tamamının hazır ve sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesini istemediklerini beyan etmeleri halinde, bu husus duruşma tutanağına yazıldıktan sonra, sözlü yargılamaya geçilir, taraflara HMK"nın 186/2. maddesine göre son sözleri sorulur, son sözleri dinlendikten sonra, mahkeme hükmünü verir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, hükmün tefhim edildiği 29/03/2018 tarihli celsede, tahkikatın bittiği ve sözlü yargılamaya geçildiği bildirilmeden, taraflara son sözleri sorulmadan karar verilmiştir.
Yukarıdaki açıklanan yasal düzenlemelere uyulmadan hüküm kurulması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan, adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Mahkemece, bu hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının, şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24/06/2019 tarihinde karar verildi.