Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2091
Karar No: 2021/261
Karar Tarihi: 16.02.2021

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2021/2091 Esas 2021/261 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2021/2091 E.  ,  2021/261 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın reddine yönelik verilen hüküm asıl davada taraf vekilleri, karşı davada davacı vekilince temyiz edilmiş, asıl davada davacı ... Inc. vekilince duruşma talep etmekle ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vekili Avukat ... ile davalı karşı davacı vekili Avukat ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Asıl davada davacı vekili, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında % 100 Nar suyu üretilmesi, şişelenerek bu ürünlerin ... /... teslim edilmesi yönünde bir sözleşme imzalandığını, davacı firmanın, davalı firmadan 17.300 koli (415.900 adet) % 100 nar suyu satın aldığını ve bu ürünleri... , ... ve ... pazarında kendi markası olan "... " ile Şubat 2008 tarihinden itibaren satışa sunduğunu, 20.03.2009 tarihinde davacı firmadan nar suyu ithal eden ... "daki ithalatçı firmanın, bu ürünlerin % 100 nar suyu olmadığını beyan etmesi üzerine yapılan analizler sonucunda da % 100 nar suyu olarak davalı firmadan temin edilen ürünlerin tağşiş edildiğini ve bu ürünlere şeker kamışı, üzüm suyu ve sorbitol içeren başka bir meyve suyunun karıştırıldığı sonucuna ulaşıldığını, bu nedenle 5.184 koli ürünün satılamayıp ellerinde kaldığını ileri sürerek, davalı firmaya 5.184 koli için ödediği 69.050 ABD dolarına karşılık gelen 104.908 TL"nin tahsiline ayrıca 25.01.2008 tarihinden itibaren depolama ve imha bedeli olarak 5300 ABD doları ile nakliye masrafı olarak 22.970 ABD doları olmak üzere toplam 28.270 ABD dolarına karşılık gelen 42.591,00-TL’nin tahsiline, ayrıca ticari itibar kaybı ve kar mahrumiyeti nedeni ile 200.000 Amerikan doları karşılığı 303.860,00 TL"nin, manevi zarar nedeniyle 15.000,00 TL"nin ihtarname tarihi itibariyle tahsiline, davalıca yapılan haksız kesintiler dahil cari hesap alacağı olarak 40.523 ABD doları karşılığı 61.567 TL"nin ödemenin yapıldığı 26.07.2007 tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı vekili, davalı firmanın sözleşmeye aykırı ürün temin etmediğini, bu durumun da davacı - karşı davalı firmanın, ürünlerin bakiye kalan yarı ücretini de sözleşme gereği ürünü kontrol ederek ve onaylayarak ödediği hususundan rahatlıkla anlaşılabildiğini, delil olarak gösterilen laboratuvar tetkiklerinin kabul edilemez olduğunu, zira bu tetkiklerin Türk Ticaret Kanunu"nda öngörülen süreden çok sonra, hatta davacı - karşı davalıya gönderilen ürünlerin son kullanma tarihleri geçtikten sonra, son kullanma tarihlerinin değiştirildiği gibi içeriğinin değiştirilip değiştirilemediği, hatta müvekkil firmaya ait olduğu bile belli olmayan ürünler üzerinde ve IMAS standardı gibi sözleşmede olmayan standartlar referans alınarak yapıldığını savunarak davanın reddini istemiş; karşı dava ile davacı - karşı davalının taahhütleri ile müvekkiline tek satıcılık verdiğini, bu sebeple bölgedeki diğer müşterilere ulaşamayarak kar kaybı, marka ve itibar kaybına uğradığını ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Karşı davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Türk Gıda Kodeksi yönünden sözleşmede belirtilen ürünlerin Alimentarius limitlerine uygun olduğu, ancak food and drug admnistration kuruluşunun belirlemiş olduğu limitlere uygun olmadığı, ürünlerde meyve oranı analizi yapılmamış olduğundan bu durumun davalı - karşı davacı aleyhine yorumlanamayacağı, tağşiş göstergesi olabilecek diğer analizler incelendiğinde kesin bir kanıya varılamayacağı,TTK"nun 25/3 maddesi gereğince; 2 ve 8 gün ayıp ihbar sürelerinin olduğu, yine TBK"nun 223 (eski 198), 474 (eski 359) maddelerine göre ise mutad sürede ihbar gerektiği her halükarda uyuşmazlıkta ayıbın muayene ile teslimden sonra anlaşılabilecek bir ayıp olduğu, ... satış sözleşmesi uyarınca 03.12.2007 tarihinde teslim edilen ürünlerin kontrolünün muhtelif zamanlarda yapıldığı, en erken tarihli muayenenin bile yasada belirlenen süreden sonra olduğu, bu bakımdan ayıptan doğan haklarını dava olarak ileri süremeyeceği, ayıba ilişkin külfetler yerine getirilmediğinden genel hükümlere göre maddi ve manevi tazminat istenemeyeceği, karşı dava yönünden, karşı davalının karşı davacıya karşı belli bir alım taahhüdünde bulunmaması ve sözleşmede de rekabet yasağının öngörülmemesi gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl davada taraf vekilleri, karşı davada davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davada davalı karşı davada davacı vekilinin asıl ve karşı davaya ilişkin tüm ve asıl davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
    2-Karar gerekçesinde, HMK’nın 297/1-c maddesi uyarınca “ tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin” açıkça gösterilmesi gerekmekle, mahkemece, asıl davada talep konusu olan cari hesap alacağı ile cari hesaptan mahsup edilen şişe kapakları ve kapaklama makinasının kira bedeline dair alacak istemine yönelik bir gerekçe zikredilmeden HMK’nın 297 maddesine aykırı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Öte yandan, dosya kapsamında alınan 20.09.2013 tarihli Mali Müşavir Osman Seyfi tarafından düzenlenen rapor dikkate alınarak bu hususta asıl davada davacının, cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı hususunda gerekli görülmesi halinde raporlar arasındaki çelişkileri de giderecek nitelikte açıklamalı, ayrıntılı ve denetime elverişli yeni bir rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı karşı davada davacı vekilinin asıl ve karşı davaya ilişkin tüm, asıl davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl davada davacı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl davada davacı-karşı davada davalı yararına takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalı-karşı davada davacıdan alınarak asıl davada davacı-karşı davada davalıya verilmesine, asıl davada davacı-karşı davada davalıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl davada davalı-karşı davada davacıdan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 16.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.










    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi