Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1434
Karar No: 2019/7324
Karar Tarihi: 18.12.2019

Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/1434 Esas 2019/7324 Karar Sayılı İlamı

20. Ceza Dairesi         2019/1434 E.  ,  2019/7324 K.

    "İçtihat Metni"


    Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul (Kapatılan) 83. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2015 tarihli, 2014/1132 esas ve 2015/497 sayılı kararı ile İstanbul 48.Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli, 2018/369 esas ve 2018/542 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 23/05/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1-Sanık ... hakkında, 22/11/2012 tarihli “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan yapılan soruşturma sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 21/12/2012 tarihli, 2012/167638 soruşturma, 2012/67110 esas ve 2012/33175 sayılı iddianamesi ile TCK’nın 191/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
    2-İstanbul 30. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/12/2013 tarihli, 2013/17 esas ve 20113/841 sayılı kararı ile sanık hakkında TCK’nın 191/2 maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 05/02/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği ve infazı için Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    3-Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 10/04/2014 tarihli çağrı yazısının, mernis adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre 22/04/2014 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle evrakın 09/06/2014 tarihinde kapatılarak 11/09/2014 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
    4-İstanbul 83. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 21/05/2015 tarihli, 2014/1132 esas ve 2015/497 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun un 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191/9. maddesi yollamasıyla CMK’nın 231/5.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,beş yıl denetime tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 04/09/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    5-Sanığın denetim süresi içerisinde 26/06/2017 tarihinde işlediği hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2018 tarihli 2017/397 esas ve 2018/303 sayılı kararı ile; TCK’nın 292/1 ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 20/04/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    6-İhbar üzerine İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 16/10/2018 tarihli, 2018/369 esas ve 2018/542 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına karar verilerek sanığın TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 01/11/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ... hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2-3-4. maddeleri gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İstanbul (Kapatılan) 30. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/12/2013 tarihli ve 2013/17 esas, 2013/841 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığından bahisle 5237 sayılı Kanun’un 191 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin İstanbul (Kapatılan) 83. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2015 tarihli ve 2014/1132 esas, 2015/497 sayılı kararının 04/09/2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde 26/06/2017 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar olunması üzerine, 5237 sayılı Kanun"un 191/1 ve 62/1. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2018/369 esas, 2018/542 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında davaya devam olunacağı nazara alındığında, somut olayda, sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirine başlanabilmesi için 10 gün içinde müracaat etmesine dair Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 07/08/2014 tarihli ve 2014/1551 DS sayılı çağrı yazısının 18/08/2014 tarihinde sanığın mernis adresine tebliğ edildiği, sanığın tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 09/06/2014 tarihli ve 1572 sayılı kararı ile dosya kaydının kapatılmasına karar verilmiş ise de; tek başına bu durumun ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı esasen denetimli serbestlik tedbirine kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesince kamu davası hakkında durma kararı verilerek yükümlü hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesinin gerektiğinin gözetilmemesinde,
    Kabule göre de; sanık hakkında müsnet suçtan yapılan kovuşturma sırasında, 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, sanık hakkında İstanbul (Kapatılan) 30. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/12/2013 tarihli ve 2013/17 esas, 2013/841 sayılı kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandığının anlaşılması karşısında, 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasının olayda uygulanma imkanı bulunmadığı, anılan Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul (Kapatılan) 83.Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2015 tarihli, 2014/1132 esas ve 2015/497 sayılı kararı ile İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2018/369 esas, 2018/542 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi gereğince bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi :
    Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, İstanbul (Kapatılan) 30. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/12/2013 tarihli ve 2013/17 esas, 2013/841 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2-3-4. maddeleri gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmaması üzerine İstanbul (Kapatılan) 83. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2015 tarihli ve 2014/1132 esas, 2015/497 sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 191 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın deneme süresi içerisinde 26/06/2017 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar olunması üzerine, İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2018/369 esas, 2018/542 sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun"un 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında davaya devam olunacağı dikkate alındığında, somut olayda, sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirine başlanabilmesi için 10 gün içinde başvurmasına ilişkin Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 10/04/2014 tarihli ve 2014/1551 DS sayılı çağrı yazısının 22/04/2014 tarihinde sanığın mernis adresine tebliğ edildiği, sanığın tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmaması üzerine Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 09/06/2014 tarihli ve 1572 sayılı kararı ile dosya kaydının kapatılmasına karar verilmiş ise de; müdürlüğe başvurmamasının tek başına ısrar olarak değerlendirilemeyeceği, ısrar şartının gerçekleşmediği, bu nedenle kamu davası hakkında durma kararı verilerek, hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması hâlinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kabule göre de; sanık hakkında atılı suçtan yapılan kovuşturma sırasında, 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, sanık hakkında İstanbul (Kapatılan) 30. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/12/2013 tarihli ve 2013/17 esas, 2013/841 sayılı kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandığının anlaşılması karşısında, 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasının olayda uygulanma imkanı bulunmadığı, anılan Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-) Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; ısrar şartının gerçekleşmediği, kamu davası hakkında durma kararı verilerek, sanık hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden İstanbul (Kapatılan) 83.Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2015 tarihli, 2014/1132 esas ve 2015/497 sayılı kararı ile İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2018/369 esas, 2018/542 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
    18/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi