Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/9520
Karar No: 2022/218
Karar Tarihi: 18.01.2022

Danıştay 10. Daire 2019/9520 Esas 2022/218 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/9520 E.  ,  2022/218 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2019/9520
    Karar No : 2022/218


    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACILAR) :1- … 2- …
    VEKİLLERİ : Av. …
    İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacılar tarafından, Diyarbakır ili, … ilçesi, … 05/06/2015 tarihinde düzenlenen seçim mitinginde meydana gelen bombalı saldırıda, müşterek çocukları … 'ın vefat etmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle, uğranıldığı iddia edilen zararlarına karşılık her bir davacı için 25.000,00 TL (miktar artırımı ile baba … için 89.521,48 TL, anne … için 139.340,08 TL) olmak üzere toplam 50.000,00 TL (miktar artırımı ile 228.861,56 TL) maddi ve her bir davacı için 75.000,00 TL (miktar artırımı ile her bir davacı için 100.000,00 TL) olmak üzere toplam 150.000,00 TL (miktar artırımı ile 200.000,00 TL) manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; seçim mitinginin Yenişehir İlçe Seçim Kurulundan izin alınarak yapıldığı, miting alanın ve çevresindeki alan aramasının usulüne uygun ve detaylı olarak yapılmadığı ve bu durumun O.G. isimli sanık hakkında devam eden ceza soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede kamera kayıtlarından da teyit edilmek suretiyle ortaya konulduğu, davalı idare tarafından kendi bünyesi içerisindeki mitingde görevli ajanların kusurlu bulunarak disiplin cezaları ile tecziye edildiği dikkate alındığında, miting alanında meydana gelen iki patlamada da idarenin kamu hizmetinin kuruluşu ve özellikle işleyişinde hizmet kusurunun bulunduğu ve bu kusurun ağır hizmet kusuru niteliğinde olduğu, davacılar yakınının ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı sonucuna varıldığı, davacıların maddi tazminat talebi ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; davacıların mahrum kaldığı destekten yoksun kalma tazminatının tespiti amacıyla aktüerya bilirkişisine yaptırılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu ile miktar artırım dilekçesi doğrultusunda anne … için 139.340,08 TL, baba … için 89.521,48 TL olmak üzere toplam 228.861,56 TL maddi tazminat isteminin kabülü gerektiği, davacıların manevi tazminat talebi ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; dava konusu olayda, idarenin kusuru, olayın oluş şekli ve zararın niteliği dikkate alındığında, duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa giderecek, idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak ve aynı zamanda zenginleşmeye de sebebiyet vermeyecek düzeyde bir manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği gözetilerek, anne ve baba için ayrı ayrı 75.000,00 TL manevi tazminat talebinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, maddi tazminatın 25.000,00'er TL'lik kısımlarına idareye başvuru tarihi olan 04/08/2015 tarihinden, bu miktarı aşan kısımlarına ise miktar arttırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 13/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesine, davacıların manevi tazminat taleplerinin 75.000,00'er TL'lik kısımlarının kabulüne, 25.000,00'er TL'lik kısımlarının reddine, kabul edilen tutarların idareye yapılan başvuru tarihi olan 04/08/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmiştir.
    Bölge Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI :Davalı idare tarafından, davanın zaman aşımına uğradığı, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı, olayın terör olayı olduğu, uyuşmazlığın 5233 sayılı Kanun'a göre çözümlenmesi gerektiği, 5233 sayılı Kanun kapsamında manevi tazminata hükmedilemeyeceği, miktarın yüksek olduğu belirtilerek kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının, maddi tazminata ilişkin kısmının onanması, manevi tazminata ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    MADDİ OLAY :
    Davacılar tarafından, Diyarbakır ili, Yenişehir ilçesi, … 05/06/2015 tarihinde düzenlenen seçim mitinginde iki ayrı bombanın patlaması neticesinde dört kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda kişinin yaralandığı olayda, müşterek çocukları … 'ın da vefat ettiğinden ve olayda idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle, maddi ve manevi zararlarının karşılanması istemiyle 04/08/2015 tarihli dilekçe ile davalı idareye başvurulmuş; başvurunun davalı idarece zımnen reddedilmesi üzerine her bir davacı için 25.000,00 TL (miktar artırımı ile baba … için 89.521,48 TL, anne … için 139.340,08 TL) maddi ve her bir davacı için 75.000,00 TL (miktar artırımı ile her bir davacı için 100.000,00 TL) manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
    Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, yani zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
    İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.

    Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
    İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Temyize konu kararın, maddi tazminata ilişkin kısmının incelenmesinden;
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen kararın, maddi tazminata ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Temyize konu kararın, manevi tazminata ilişkin kısmının incelenmesinden;
    Manevi zarar; kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, ölüm veya uğranılan diğer cismani zarar nedeniyle duyulan acı ve ızdırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran belli ağırlıktaki her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmektedir. Kendisinin veya yakınlarının uğradığı tecavüz, saldırı veya meydana gelen bir ölüm olayı sonucunda; fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir.
    Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlamaktadır. Tam yargı davalarının ve manevi tazminatın belirtilen niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın, zararın ve varsa idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri hak ihlallerinin bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı olacak şekilde belirlenmesi, bununla birlikte olayın meydana geliş şekli, idari faaliyetin niteliği ve idarenin sorumluluk sebebi gözetilerek hakkaniyetli ve makul bir tutarı aşmaması gerekmektedir.
    Buna göre manevi tazminat takdir edilirken, davacı(lar) yönünden, manevi tatmin duygusunu sağlamaya yetecek, zarara yol açan idari faaliyet sonucu duyulan elem ve ızdırabın kişi üzerindeki etki ve ağırlığını karşılayacak düzeyde olmasına; davalı(lar) yönünden ise, hakkaniyet sınırlarını aşmayan, ölçülü, adil dengeyi sağlayacak ve aşırı mali külfet oluşturmayacak makul bir seviyede olmasına dikkat edilmesi gerektiği açıktır.
    Olay nedeniyle manevi olarak etkilenen davacıların elem ve acı duyması nedeniyle oluşan manevi zararının, manevi tatmin sağlayacak, makul bir tutarın ödenmesine karar verilmek suretiyle giderilmesi gerektiği açıktır.
    Bununla birlikte, İdare Mahkemesince hükmedilen müteveffanın anne ve babası için ayrı ayrı 75.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın fazla olduğu görüldüğünden, manevi tazminatın amaç ve niteliği de dikkate alınarak yeniden manevi tazminat takdiri yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Nitekim; benzer olaylar nedeniyle yaşamını yitiren şahısların yakınları tarafından açılan davalarda ilk derece mahkemeleri tarafından hükmedilen, anne ve/veya baba için 25.000,00 TL manevi tazminat miktarı; Dairemizin E:2019/5895, K:2022/215 sayılı kararı ile olayın ve zararın niteliğiyle örtüşen, hakkaniyetli ve Dairemiz içtihatlarına uygun bulunduğundan onanmıştır.
    Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararının manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin kısmına karşı davalı idarece yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin kararının bu kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE
    2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmına karşı davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının maddi tazminata ilişkin kısmının ONANMASINA, manevi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 18/01/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi