15. Hukuk Dairesi 2016/450 E. , 2016/915 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, taraflar arasında mantolama ve boya işleri yapılması konusunda anlaşma olduğunu, işin gereği gibi ifa edilmediğini, eksik ve ayıplı ifa edildiğini, bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesi"nin sayılı dosyasında dava açıldığını, dava açıldıktan sonra davalının eksik ve kusurları gidereceğine dair söz vermesi ve bu konuda sözleşme yapılması nedeniyle bu davadan feragat edildiğini, davalının buna rağmen eksik ve kusurları gidermediğini, feragat beyanının davalının hilesi sonucu gerçekleştiğinden bu davayı açtıklarını belirterek eksik işlerin tamamlanması ve ayıpların giderilmesi için 5.000,00 TL alacak talebinde bulunmuş, talebini ıslah dilekçesiyle 7.300,00 TL"ye çıkarmış, davalı, açılan önceki dava üzerine sözü edilen eksik ve kusurların giderildiğini, sonraki sözleşmenin de bu nedenle imzalandığını, ancak sözleşmedeki işin yapılacağı ve işe 01.09.2014 tarihinde başlanacağı ifadelerinin aralarındaki anlaşmaya uygun olmadığını, okumadan imzaladığından sözleşmedeki bu beyanları kabul etmediklerini, feragat beyanı sözü edilen hususlar yapıldıktan sonra gerçekleştiğinden davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece; davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın hükümlerine göre; davaya son veren taraf işlemi olan feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK 307/1). Feragat dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır (HMK 309/1). Feragatın hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309/2). Feragat, kayıtsız ve şartsız olmalıdır (HMK 309/4). Feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragatın iptâli istenebilir (HMK 311/1). Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir (HMK 123/1).
Somut olayda davacı vekili feragata ilişkin dilekçesinde, dava dilekçesindeki isteklerinin yerine getirileceği konusunda davalının söz verdiği ve bu hususta sözleşme yapıldığını ve davalıya güvenerek davadan feragat ettiklerini bildirmiştir. Sözü edilen sözleşmede davalı, yapılan mantolama, merdiven basamaklarında mermer kaplama, serpmelere mermer kaplama işlerinin daha önce yapılan anlaşmaya uygun olmadığı ve usulüne göre işçilik yapılmadığı gerekçesiyle aleyhine açılan davanın dilekçesinde belirtilen tüm eksik ve usulsüz yapılan işlerin yeniden usulüne uygun yapılmasını ve eksikliklerin giderilmesini kabul ettiğini, bu işlerin yapılması için 01.09.2014 tarihinde işe başlayacağını imzalayarak kabul etmiştir. Davacının .. sayılı dosyadaki feragat beyanı hakkın özünden vageçmeyi içermemektedir. Feragat tarihinden daha sonraki bir tarih olan 01.09.2014 tarihinde başlayarak eser sözleşmesine konu işin eksik ve kusursuz olarak yapılmadığı yönündeki davacı iddiası kabul edilerek bu eksik ve kusurların tamamlanacağı davalı tarafından kabul edildiği için davadan vazgeçilmiş olup kayıtsız ve şartsız bir vazgeçme söz konusu olmayıp verilen söz üzerine davanın geri alınması söz konusudur. Mahkemece feragat nedeniyle red kararına konu dilekçe ve burada sözü edilen sözleşme kapsamına göre, mahkemece davanın geri alınması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın reddine ifadesi kullanılmasının sonuca etkili olmadığını kabul etmek gerekir. Kaldı ki taraflar önceki sözleşmenin eksik ve ayıplı ifa edildiğini kabul ederek davacının doğan talep haklarına ilişkin yeni bir sözleşme yapmışlar ve bu yeni sözleşmenin ifasına da 01.09.2014 tarihinde başlanacağını kabul etmişlerdir. Bu sözleşme ile yüklenicinin borcu için ifa tarihi de değiştirilmek suretiyle borcun yenilenmesi bulunmaktadır. Davacının önceki dosyadaki beyanında bu sözleşmeden ve ileride ifa edileceğinden de söz edildiğinden, henüz ifa tarihi gelmemiş bu ek sözleşmeden doğan haklar, önceki dosyadaki karara esas alınan beyan kapsamında da sayılamaz. Tüm bu nedenlerle açılan dava yönünden önceki mahkeme kararı davanın esasının incelenmesine engel olan bir kesin hüküm niteliğinde olmadığı için davanın esasına girilmesi gerekirken kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.