16. Hukuk Dairesi 2016/6923 E. , 2019/659 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İli, ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 58, 141, 144; 109 ada 31, 77; 112 ada 125; 122 ada 6; 128 ada 3; 129 ada 159, 277, 279; 136 ada 7; 192 ada 110 parsel sayılı taşınmazlardan 122 ada 6 ve 136 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmaması sebebiyle, diğerleri ise tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı ve zilyetliğe dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, tapu kaydına ve zilyetliğe dayalı olarak dava açmıştır. Mahkemece, yapılan ilk keşifte davacının dayandığı eski tapu kayıtlarının uygulanmadığı, bu tapu kayıtlarının taşınmazlara uygulanmasının gerektiği ancak davacı tarafın önceki keşfin yeterli olduğunu belirtilerek; yeniden keşif yapılmasına karşı çıktığı, böylelikle üzerinde bulunan ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği ve davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu kararı usul ve yasaya uygun değildir.
6100 sayılı HMK"nın 324. maddelerinde taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olduğu, avans yükümlülüğünü yerine getirmezse delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı ifade edilmiştir. Davacı keşif deliline dayanmış olduğundan mahkemece yukarıda zikredilen kanun maddesi uyarınca dayanmış olduğu keşif delilinin avansını yatırması için kendisine süre verilmesi ve bunun sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, yasal prosedür uygulanmadan davacının keşif delilinden vazgeçtiği ve dolayısıyla davasını ispatlayamadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, davacı dava dilekçesinde zilyetliğide dayandığı halde bu hususta gerekli araştırma ve incelemenin yapılmamış olması da isabetsizdir.
Hal böyle olunca, mahkemece 6100 sayılı HMK"nın 324. maddesi uyarınca davacı tarafa, belirlenecek keşif avansını yatırması için süre ve imkan tanınmalı; keşif avansının yatırılması halinde, öncelikle davacının dayandığı tapu kayıtları tüm tesis ve tedavül belgeleri ile birlikte getirtilmeli, revizyon görüp görmediği saptanmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşifte davacının dayandığı tapu kayıtları zemine uygulanmalı, tapu kaydının köyü ve mevkisi hakkında ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için 6100 sayılı HMK"nın 31. maddesi ile hakime verilen davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacı tarafa tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; fen bilirkişisine, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar haritasında işaretlettirilmeli ve tapu kayıtlarının kapsadığı alanı gösterir, denetime açık ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli; mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kimin zilyetliğinde bulunduğu, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü, ne kadar süre devam ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak sureti ile giderilmeli; davacının zilyetliği de dayandığı gözetilerek bu yöndende gerekli araştırma ve inceleme yapılmalı; keşif avansının davacı tarafından yatırılmaması halinde, davanın kamusal niteliği ve ilk keşifte dayanılan eski tapu kayıtlarının uygulanmamasının davacı tarafın kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı üzerinde durularak HMK"nın 325. maddesi uyarınca işlem yapılıp, yapılmayacağı değerlendirilmeli ve oluşacak sonuca göre hareket edilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 05.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.