Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5657 Esas 2019/846 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5657
Karar No: 2019/846
Karar Tarihi: 07.02.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5657 Esas 2019/846 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, bir taşınmazın tır ve kamyon garajı olarak kiralanmasıyla ilgili olarak, davalının taşınmazın tahliye edilmesini istemesi üzerine davacı tarafından açılmıştır. Mahkeme, dava konusunun idari yargı görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay bu kararı bozmuştur. Çünkü özel hukuk hükümlerine tabi kira sözleşmesinden kaynaklanan eldeki uyuşmazlık adli yargıda çözülmelidir, idari yargıda değil. Ayrıca, dava para ile değerlendirilebilen davalardan olduğu için nispi harç yatırılması gerektiğine karar verilmiş, ancak alınması gerekli peşin harçın dava sırasında tamamlanmadığı belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesi
- 492 sayılı Kanunun 15. ve 21. maddeleri
- 2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesi
- 1 Sayılı Tarife, madde III/1-a
- 1 Sayılı Tarife, madde III/2-a
- 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi
3. Hukuk Dairesi         2017/5657 E.  ,  2019/846 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki kiracılık sıfatının tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yargı yolu yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, davaya konu taşınmazda kiracı olduklarını, taşınmazı tır ve kamyon garajı olarak kiraladıklarını, davalının taşınmazın tahliye edilmesini talep ettiğini, feshin hukuksuz olduğunu ileri sürerek, kiracılık sıfatının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; taşınmazın ihale ile kiralandığını ve sözleşme süresinin bittiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, dava konusunun idari yargı görev alınına girdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
    2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri sayılmıştır. Bu hükme göre, idari davalar; idari işlemler hakkında açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardan ibarettir.
    Somut olayda, taraflar arasındaki ilişki, kira sözleşmesinden kaynaklanan özel hukuk ilişkisidir. İdari yargının konusu, idarenin idare hukuku alanındaki faaliyeti ile ilgili davalardır. İdare bir işlemi, eylemi ve sözleşmeyi yaparken özel hukuk kişilerinin üstünde bir kamu tüzel kişisi olarak hareket etmiş ise uygulanacak hukuk idare hukukudur. Özel hukuk hükümlerine tabi kira sözleşmesinden kaynaklanan eldeki uyuşmazlığın çözümünde görevli
    yargı yeri idari yargı olmayıp, adli yargıdır. Bu nedenle, Mahkeme görevli olup, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    2-) Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir. (492 sayılı Kanun"un 15.,21. maddeleri). Bu anlamda davanın maktu veya nispi harca tabi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir. Nispi harç, konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nispete göre alınan harçtır (1 Sayılı Tarife, madde III/1-a). Maktu harç ise, konusu belli bir değerle tespit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır (1 Sayılı Tarife, madde III/2-a).
    Somut olayda, dava niteliği itibariyle konusu para ile değerlendirilebilen davalardan olduğundan yıllık güncel kira bedeli üzerinden hesap edilerek nispi peşin harç yatırılması zorunludur. Bu durumda Mahkemece; son dönemde ödenen güncel yıllık kira bedeli tespit edilerek, bu değer üzerinden peşin harcın tamamlattırılması gerekirken, alınması gerekli peşin harcın dava sırasında tamamlatılmadan davaya devam edilmesi de usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.