14. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/4894 Karar No: 2019/7302 Karar Tarihi: 05.11.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/4894 Esas 2019/7302 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, tapuya kayıtlı olan mirasçıların kimlik bilgilerinin yanlış olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının düzeltilmesini istemiştir. Mahkeme, dava konusu taşınmazlar üzerinde keşif yapmadan davanın reddedilmesine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davada yer alan mirasçıların tamamının davaya dahil edilmesi gerektiğini ve mahkemenin yeniden taraf teşkili sağlayarak karar vermesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, elbirliği mülkiyetinde maliklerin mülkiyet payını ayırmadığından ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu ve tüm ortakların davaya dahil edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 701 ila 703. maddeleri de bu hususları detaylı bir şekilde açıklamaktadır. Mahkeme kararı bozulmuş ve yeniden incelenmek üzere geri gönderilmiştir.
14. Hukuk Dairesi 2018/4894 E. , 2019/7302 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.06.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu parsellerle ilgili olarak dava konusu taşınmazların tapu kaydında murisin kimlik bilgilerinin ... olarak düzeltildiğini, ancak aynı parsellerle ilgili davalı ... tarafından açılan davada da kayıt maliki "... oğlu ..."ya ... soyisminin eklendiğini, ... tarafından açılan dava sonucunda verilen kararın infaz edilerek ..."in mirasçıları adına tapu kaydı oluştuğunu, bu tescilin yolsuz olduğunu, murisin kendisinin açtığı dava sonucu ... şeklinde düzeltilen kimlik bilgilerinin doğru olduğunu ileri sürerek önceki davada verilen karar sonucu oluşan murisin kimlik bilgilerinin ... şeklinde yeniden düzeltilerek tapuya tescilini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava yargılamanın yenilenmesi olarak nitelendirilerek davacının açtığı dava sonucunda verilen 2007/180 Esas, 2007/184 Karar sayılı davanın kabulüne ilişkin kararın iptaline, bu parseller yönünden davanın reddine, 245 ada 31 parsel yönünden de iade-i muhakeme talebinin reddine dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin, 28.11.2011 tarihli, 2011/13553 Esas, 2011/14449 Karar sayılı ilamı ile mahkemece yapılan nitelendirmenin yanlış olduğu, açılan davanın tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece taraf teşkili sağlanarak ve taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Hemen belirtilmelidir ki bozmaya uyulmuş olmakla lehine bozma kararı verilen taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşacağından bozma gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunludur. Öte yandan elbirliği halinde mülkiyette, somut olayda olduğu gibi mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Türk Medeni Kanununun 701 ila 703. maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan her birinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil ortaktır. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir. Türk Medeni Kanununda bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki açtığı bu davaya devam edilebilmesi için kural olarak öteki ortakların açılan davaya olur vermeleri ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile sürdürülebileceği benimsendiğinden ve dava ehliyetinin varlığı mahkemece re’sen araştırılması gereken hususlar arasında bulunduğundan davaya katılmayan ortakların olurları alınmaksızın veya Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülebileceği gözardı edilerek dava konusu taşınmazdaki murisin payı yönünden çekişmenin esasının incelenip davanın kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Somut olayda, davacı, davalı tarafından tapu kaydındaki malik hanesinin ... olarak düzeltilmesi için dava açıldığını ve yapılan yargılama sonucu hatalı şekilde verilen ve kesinleşen kararın infaz edildiğini belirterek, bu şekilde oluşan kayıtların iptali ile kayıt malikinin miras bırakanı ... adına tesciline karar verilmesini istediğinden miras bırakan ..."ın mirasçılarının yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davada yer alması gerektiği düşünülmeksizin uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereği yerine getirilmeden taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Kabule göre; davanın tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu gözetilerek dava konusu taşınmazlar başında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda keşif yapılmaksızın karar verilmesi doğru değildir SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatıran davacı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.