Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1429
Karar No: 2019/7320
Karar Tarihi: 18.12.2019

Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/1429 Esas 2019/7320 Karar Sayılı İlamı

20. Ceza Dairesi         2019/1429 E.  ,  2019/7320 K.

    "İçtihat Metni"


    Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/03/2017 tarihli, 2016/663 esas ve 2017/285 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 23/05/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında 26/11/2015 tarihli “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 08/01/2016 tarihli ve 2015/46797 soruşturma, 2016/28 sayılı kararı ile beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın 25/01/2016 tarihinde şüpheliye doğrudan mernis adresinde tebliğ edildiği, 25/02/2016 tarihinde infazı için Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ne gönderildiği,
    2- Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce infaz işlemlerine başlandığı, 26/02/2016 tarihli çağrı yazısının 04/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği,şüphelinin müdürlüğe başvurduğu, 09/03/2016 tarihinde müdürlükte Yükümlü Bilgilendirme Formu imzalatılarak aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, hastanede 6 oturumluk bağımlılık programına alındığı, 16/05/2016 tarihli vaka sorumlusu ile olan görüşmesine katılmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, 25/05/2016 tarihli uyarı yazısının 03/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, bu arada Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 23/05/2016 tarihli raporunda da, tedavinin gereklerine uygun davranmaması nedeni ile tedavi programına uyumsuz olduğunun bildirildiği, İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunca 15/06/2016 tarihinde uyarı tebliğine rağmen müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verildiği ve Müdürlüğün 27/06/2016 tarihli yazısı ile dosyanın Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
    3- Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı"nca erteleme kararı kaldırılarak 06/10/2016 tarihli, 2015/46797 soruşturma, 2016/11601 esas ve 2016/9741 sayılı iddianame ile sanık hakkında TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
    4- Kanun yararına bozma istemine konu Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/03/2017 tarihli, 2016/663 esas ve 2017/285 sayılı kararı ile; “tebligatın usulüne uygun yapılmadığı anlaşıldığından sanık hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına” karar verildiği, kararın 22/04/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli Ali Kemal Polat hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/01/2016 tarihli ve 2015/46797 soruşturma, 2016/28 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve sanık hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin denetimin gereklerine uymamakta ısrar ettiği gerekçesiyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, denetim süresi içerisinde tebligatın usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle sanık hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/03/2017 tarihli ve 2016/663 esas, 2017/285 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    1- 5271 sayılı Kanun"un 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde ve anılan maddenin 5. fıkrasında yer alan, "Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz." şeklindeki düzenlemeler karşısında; sanık hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/01/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa tebliğ edilerek denetime başlandığı, Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 26/02/2016 tarihli çağrı yazısının 04/03/2016 tarihinde, 25/05/2016 tarihli uyarı yazısının da 03/06/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen sanığın süresinde müracaat etmediği gibi, 23/05/2016 tarihli Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen hekim raporuna göre de sanığın tedavinin gereklerini yerine getirmediğinin bildirildiği, kamu davası açılması koşullarının oluşması üzerine dava açıldığı cihetle, mahkemesince, açılan kamu davası hakkında yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesinde,
    2-Kabule göre de; 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında yer alan, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde düzenlemeler karşısında, somut olayda mahkemesince açılan kamu davasında kovuşturma şartının gerçekleşmediği düşünülüyorsa dava hakkında durma kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesinde,isabet görülmemiştir.”denilerek 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/03/2017 tarihli ve 2016/663 esas, 2017/285 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında sanığın soyadının “Bolat” yerine “Polat” olarak yazılması maddi hata kabul edilerek yapılan incelemede;
    İncelenen dosya içeriğine göre: Sanığın Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen ve 25/01/2016 tarihinde şüpheliye tebliğ edilen 08/01/2016 tarihli, 2015/46797 soruşturma ve 2016/28 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ilişkin kararın infazı sırasında yükümlülüklerini ihlalde ısrar ettiği gerekçesi ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, denetim süresi içerisinde tebligatın usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle sanık hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de;
    28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK"nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmesinin gerektiği, şüpheli hakkında verilen karar kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı,
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinde yer alan “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın öncelikle bilinen en son adrese, mernis adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, sanığın mernis adresine doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı, somut olayda ise; Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın şüphelinin doğrudan mernis adresinde Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi nedeniyle yapılan tebligatın geçerli olmadığı, mahkemenin şüphelinin yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmiş sayılamayacağına yönelik değerlendirmesinin bu nedenle yerinde olduğu ancak, bu durumda yargılama yapılması için gerekli olan ısrar şartının gerçekleşmemesi nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinde yer alan "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenleme uyarınca, şartın gerçekleşmesini beklemek üzere kamu davasının durmasına ve şüpheli hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223.maddesinde de düzenlenmeyen hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilerek dosyanın kesin olarak sonuçlandırılması kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
    D)Karar:
    Açıklanan nedenlere göre; kamu davası hakkında durma kararı verilerek, kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden, Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/03/2017 tarihli ve 2016/663 esas, 2017/285 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince değişik gerekçe ile kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
    18/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi