
Esas No: 2014/651
Karar No: 2016/286
Karar Tarihi: 09.03.2016
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/651 Esas 2016/286 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki “ nafaka ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tokat Aile Mahkemesince davanın reddine dair verilen 12.02.2013 gün 2011/119 E., 2013/95 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12.06.2013 gün ve 2013/8054 E., 2013/10019 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların görücü usulü ile evlendiklerini, davacının kendisinden 13 yaş büyük olan davalı ile evliliğin başından itibaren uyuşamadıklarını, davalı kocanın evlilik birliği gereklerini yerine getirmediği gibi davacı eşini dövüp, küfür ve hakaretlerde bulunduğunu bu nedenle davacının ailesinin yanına yerleştiğini belirterek, aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, evlilik birliğinin devamı açısından üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının ayrı yaşama hakkına sahip olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
TMK’nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4)
Somut olayda; davalı koca tarafından Turhal Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi"nin 2011/601 E. 2012/500 K.sayılı dosyası ile açılan boşanma davasında mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda davacı kocanın tamamen kusurlu olduğu anlaşılmakla 18.10.2012 tarihinde davanın reddine karar verildiği, davacının, davalı kocanın evlilik birliği gereklerini yerine getirmediğinden ayrı yaşamada haklılık olgusuna dayalı olarak 24.02.2011 tarihinde tedbir nafakası talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve nafakanın niteliği nazara alınarak davacı lehine "hakkaniyet" ölçüsünde tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu istemin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 09.03.2016 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.