Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/20933
Karar No: 2017/627
Karar Tarihi: 06.02.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/20933 Esas 2017/627 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/20933 E.  ,  2017/627 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi





    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R



    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı temyizine gelince;
    Dava, davacı sigortalının, 18.04.2010 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu meydana gelen sürekli iş göremezliği iddiası ile maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 60.230,29TL maddi tazminatın ve 30.000,00 TL manevi tazminatın 18.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. 5510 sayılı yasanın 21/4. maddisine göre ise “... İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
    Dosya kapsamından, mahkemece alanında uzman bilirkişilerden oluşan heyetten alınan 30.04.2014 tarihli kusur raporunda; olayda otobüs sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun ve işveren olan davalı şirketin olayın meydana gelmesinde alabileceği bir tedbirin bulunmadığının bildirildiği, mahkemece hükme esas alınan 01.12.2014 tarihli hesap raporunda, işveren %100 oranında kusurlu kabul edilerek hesaplama yapıldığı, hesaplanan gerçek zarardan Kurum tarafından gönderilen tüm peşin sermaye değerlerinin düşüldüğü anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacı için hesaplanan maddi zararlardan rücuya tabi Kurum tahsislerinin düşülmesi gerektiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf; düşülmesi gereken bu Kurum tahsisinin rücuya tabi miktarının belirlenmesinde yaşanmakta olup 5510 Sayılı Yasa"nın 21/4 maddesinde açıkça, iş kazasının üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmesi halinde sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin “yarısının” rücuya tabi olacağı düzenlenmiştir. Burada tartışılması gereken diğer bir husus da üçüncü kişi kavramından neyin anlaşılması gerektiğidir ki; ilgili yasa metni ve başlığından anlaşıldığı üzere işveren dışındaki herkes üçüncü kişidir. Hal böyle olunca iş bu dosyada yargılama konusu iş kazasında kusuru bulunan dava dışı otobüs sürücüsünün üçüncü kişi sıfatını taşıdığı açıktır. Bu kapsamda, davacının hesaplanan maddi zararından Kurum tahsisinin tenzili sırasında 5510 sayılı Yasa"nın 21/4 maddesi de gözetilerek, otobüs sürücüsünün üçüncü kişi olduğu da dikkate alınarak, ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmının düşülmesi gerekmektedir.
    Öte yandan; gerekçeli kararın hüküm kısmında olay tarihi olarak 18.04.2014 yazılması da isabetsizdir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı"ya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı"ya yükletilmesine,


    06.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi