Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/2277
Karar No: 2022/213
Karar Tarihi: 18.01.2022

Danıştay 4. Daire 2018/2277 Esas 2022/213 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/2277 E.  ,  2022/213 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/2277
    Karar No : 2022/213

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, … Oyuncak Kırtasiye Basım Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti'nin ödenmeyen vergi borçları nedeniyle, adına kayıtlı İstanbul İli, Silivri İlçesi, … Mah., … Bağları,…pafta, … parselde yer alan taşınmazına konulan haciz işleminin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen amme alacağının tahsili amacıyla davacının gayrimenkulüne haciz işlemi uygulanabilmesi için, öncesinde davacı adına ödeme emri tanzim ve tebliğ edilmesi gerektiği, Mahkemelerinin ara kararına rağmen davacı adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğine ilişkin alındıların, Mahkemelerine ibraz edilmediğinden, amme alacağının usulüne uygun olarak kesinleştirilmediği sonucuna ulaşıldığından, kanuni temsilci sıfatıyla davacının gayrimenkulünün haczedilmesinde hukuka uyarlık, öte yandan; haciz uygulamasına esas olan borcun, defter-belge ibraz edilmemesi sebebiyle yapılan tarhiyatlara dayandığı, defter- belge isteme yazısını tebliğ edildiği tarihte davacının anılan şirket ile hukuki bağının olmaması, dolayısıyla da ibrazı istenilen defter- belgelerin davacının tasarrufunda olmadığı, davacının kanunun aradığı anlamda defter-belge ibraz etmeme fiilini gerçekleştiremeyeceği açık olduğundan, defter belge ibraz etmeme nedeniyle tarh edilen katma değer vergileri ve kesilen vergi ziyaı cezalarının, anılan şirketten tahsil edilememesi üzerine kanuni temsilci sıfatıyla takibe alınması ve taşınmazına haciz uygulamasında bu yönden de hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava edilen işlemin yerinde ve hukuka uygun olduğu, davacı iddialarının yasal dayanağı bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin reddine,
    2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 18/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Davacı tarafından, … Oyuncak Kırtasiye Basım Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti'nin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla, adına kayıtlı İstanbul İli, Silivri İlçesi, … Mah., … Bağları,… pafta, … parselde yer alan taşınmazına konulan haciz işleminin iptali istenilmiştir.
    Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı kurala bağlanmıştır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 24. maddesinde, kararlarda bulunacak hususlar sayılarak, kararlarda kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesinin yer almasının zorunlu olduğu; aynı Kanun'un "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın, usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması halinde kararı bozacağı hüküm altına alınmıştır.
    Danıştay'ın kimi kararlarında belirtildiği gibi, yargılama hukukunda, yargı (hüküm), uyuşmazlığı çözmekle görevli ve yetkili yargı yerinin, yargılama sürecinin sonunda ulaştığı sonuçtur. Yargı yerinin bu sonuca ulaşırken bir gerekçeye dayanması, hem Anayasa'nın, hem de yargılama hukukunun ilkelerinden olup, adil yargılanma hakkının bir gereği olan gerekçeli karar hakkının da güvencesini oluşturmaktadır. Gerekçe, hakimin, önüne gelen uyuşmazlıkla ilgili olarak saptadığı maddi olaylar ile verdiği hüküm arasındaki hukuki değerlendirmedir. Başka bir deyişle gerekçe, maddi olaylar ile hüküm fıkrası arasındaki köprüdür. Gerekçe, aynı zamanda kararın hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesine de olanak tanır. Yargı kararlarının mutlaka gerekçeli olması gerektiği yolundaki ilkenin amacı da budur. Bunun yanında kararda, hakimi uyuşmazlığın çözümünde tek başına yargıya götürmeye yeterli bir gerekçe gösterilmiş iken, farklı ikinci bir gerekçeye daha dayanılması, yargı yerinin ilk gerekçeye ve bu gerekçenin sonucu olan yargıya güvensizliğini gösterdiği gibi tarafların aralarındaki uyuşmazlığın adilane bir çözüme kavuşturulduğu konusundaki inançlarını da zedeleyecektir. Ayrıca bu durum hukuki belirlilik ilkesine de aykırılık teşkil edecektir. Öte yandan, birden fazla ve farklı gerekçeyle karar verilmesi, temyiz merciince, kararın ve dayanağı gerekçenin hukuka uygunluğunun denetiminin yapılmasını güçleştirecektir (Danıştay Yedinci Daire, 30/03/2006 tarih ve E.2004/282, K.2006/1032; Vergi Dava Daireleri Kurulu, 13/10/2021 tarih ve E.2020/68, K.2021/1308 sayılı kararları).
    Bakılmakta olan davada Mahkemece, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğ alındılarının davalı idare tarafından Mahkemeye ibraz edilmediğinden bahisle amme alacağının usulüne uygun kesinleştirilmediği, dolayısıyla da davacı adına kayıtlı taşınmaza haciz uygulanmasının hukuka uygun olmadığı tespit edildikten sonra, ayrıca bu kez, haciz uygulamasına esas olan borcun asıl borçlu şirkete ait defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle yapılan tarhiyatlara dayandığı, defter belge isteme yazısının tebliğ edildiği tarihte davacının asıl borçlu şirket ile hukuki bağının olmadığı gibi defter ve belgelerin davacının hukuki tasarrufunda bulunmadığı açık olduğundan, asıl borçlu şirket adına yapılan tarhiyatların, anılan şirketten tahsil edilmemesi üzerine davacının kanuni temsilci sıfatıyla takibe alınması ve taşınmazına haciz uygulamasında bu yönden de hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesine dayanılarak hüküm tesis edilmiştir. Söz konusu Mahkeme kararının davalı idare tarafından istinaf kanun yolu incelemesi talep edilmiş, Vergi Dava Dairesince de , davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
    Bu durumda, iki farklı gerekçeye dayanılarak dava konusu haciz işleminin kaldırılması yargılama hukuku kurallarına aykırılık teşkil ettiğinden, Vergi Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uygunluk bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine atıf yapılmak suretiyle verilen karara katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi