11. Hukuk Dairesi 2018/3384 E. , 2019/4779 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/12/2016 tarih ve 2015/182 E. - 2016/639 K.
sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 19/04/2018 tarih ve 2017/1604-2018/462 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının "ZARRIN MEHR+ŞEKİL" ibaresinin marka olarak tescili için diğer davalı Kuruma yaptığı başvuruya müvekkilince itiraz edildiğini, yapılan itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, söz konusu markanın İran ve Dubai"de müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkilinin 20 yıldır bu markayı kullandığını, son 13 yıldır ise bu kullanımın tescile dayandığını, başvurunun tescilinin davalıya haksız çıkar sağladığını, başvuruda kullanılan fotoğrafın müvekkiline ait ürün üzerinde yer alan ambalajdan çekildiğini, İran"da tescilli markaya ait bilgilerin yer aldığını, bu durumun davalının kötü niyetini gösterdiğini, davalının müvekkili ile ticari ilişkisinin olduğunu, bu nedenle müvekkili markalarından haberdar bulunduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK"nın 2015-M-1143 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPMK vekili, iptali istenen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının kötüniyet iddialarının dayanaksız bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, “ZARRIN MEHR” markasının gerçek ve öncelikli hak sahibinin müvekkili olduğunu, markanın Hindistan"da üçüncü kişi adına tescilli bulunduğunu, marka korumasında ülkesellik ilkesinin geçerli olduğunu, markayı Türkiye"de ilk müvekkilinin tanıttığını, davacının kötüniyet iddialarının asılsız olup davanın reddinin gerektiğini savunmuştur
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacının başvuru konusu ibare üzerinde 556 sayılı KHK"nın 8/3. maddesi anlamında öncelik hakkına sahip olduğu, ayrıca davalı gerçek kişinin dava konusu başvuruyu kötüniyetle yaptığı, bu nedenlerle başvuru kapsamındaki tüm mallar bakımından dava konusu YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK YİDK’nın 2015-M-1143 sayılı kararının iptaline, davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılardan ayrı ayrı temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 24/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.