23. Ceza Dairesi Esas No: 2016/252 Karar No: 2016/1922 Karar Tarihi: 24.02.2016
Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/252 Esas 2016/1922 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, katılanın emekli maaşı aldığı bankadan kredi çekerek toplam 9.000 TL parasını aldıktan sonra iade etmediği iddiası ile nitelikli dolandırıcılık suçundan 2 yıl 13 ay 15 gün hapis ve 7.500 TL para cezası ile mahkum edilmiştir. Mahkeme, sanık savunmasını ve dosyadaki tüm delilleri değerlendirerek mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmediğine karar vermiştir. Ancak, sanığın temyiz itirazlarından birincisi zararın giderilip giderilmediği konusunda karışıklık olduğunu belirterek bu konuda katılanın duruşmaya çağrılması gerektiğini ve ikincisi ise TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması konusunda Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının uygulanması zorunluluğu olduğunu belirtmiştir. Bu nedenlerden dolayı kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise TCK'nın 158/1-c, 43/1, 52/2-4, 53 ve TCK'nın 168. maddesi ile 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesidir.
23. Ceza Dairesi 2016/252 E. , 2016/1922 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : 5237 sayılı TCK"nın 158/1-c, 43/1, 52/2-4, 53 maddeleri uyarınca 2 yıl 13 ay 15 gün hapis ve 7.500,00 TL adli para cezası ile mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, katılanın emekli maaşı aldığı bankadan ayrı tarihlerde 5.000 TL ve 4.000 TL olmak üzere iki kez kredi çektirip, düğün yapacağından bahisle toplam 9.000.TL’yi aldığı, bu parayı iade etmediği, katılanın alınan Adli Tıp raporuna göre şizofren hastası olduğunun tespit edildiği, bu durumda algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanarak menfaat temin ettiği iddia edilen olayda; Sanığın savunması, katılanın aşamalarda değişmeyen istikrarlı beyanları ile tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre sanık hakkında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, Ancak; 1-Katılanın 17/09/2015 tarihli duruşmada, zararının giderilmediğini beyan etmesine karşın, karar tarihinden sonra verdiği dosya içerisinde bulunan 26/11/2016 tarihli dilekçede sanık tarafından zararının giderildiğini belirtmiş olması karşısında, 08.10.2015 tarihli karar duruşmasında katılan vekilinin zararın giderilmediği yönündeki beyanı da dikkate alınarak, katılan asilin duruşmaya çağrılarak, zararın hangi tarihte giderildiğinin açıkça belirlenip TCK"nın 168 maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığının tartışılmasında zorunluluk bulunması, 2- TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.