9. Ceza Dairesi 2020/452 E. , 2020/1246 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik Yapmak
Hüküm : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde,
Karar başlığında hatalı olarak gösterilen suç tarihinin, 2011 yerine "Mayıs 2010" olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tefecilik suçlarında CMK 231.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanma esaslarına ilişkin olarak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/06/2018 tarih ve 2018/149 E., 2018/163 K, ve 13/11/2007 tarih ve 2007/171 E., 2007/235 K. sayılı kararlarında vurgulandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin CMK"nın 231/5-6 maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce hakim tarafından değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
CMK"nın 231/6-c maddesinde; suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle giderilmesi halinde, maddedeki diğer koşulların da varlığı halinde fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 17/02/2015 tarih ve 2014/7-297 E., 2015/3 K. sayılı İlamında vurgulandığı üzere; mahkemece, failin işlediği suç nedeniyle mağdurun veya kamunun zararı tespit edilerek, ödeme iradesini ortaya koyup hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden sanığa bu miktar bildirilerek zararı karşılayıp karşılamayacağı açıkça sorulduktan sonra sonucuna göre hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına karar verilmelidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 26/05/2015 tarih ve 2013/3-546 E., 2015/163 K. ve 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 E., 2009/13 K. sayılı kararlarında vurgulandığı üzere; CMK 231 maddesinin uygulanmasında, suçun işlenmesi nedeniyle mağdurun oluşan zararının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği kabul edilmiştir.
Tefecilik suçunda; tefecilik yapan failden faiz, komisyon veya başka adlar karşılığında ödünç para alan kişiler, suçun doğrudan mağduru olmadıklarından, CMK 231. maddesinin uygulanmasında bu kişilerin maddi zararlarının göz önüne alınamayacağı açıktır. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun "Kesin hükümsüzlük" başlıklı 27.maddesi karşısında yasanın emredici normlarına aykırı olarak düzenlenen bir tefecilik sözleşmesi nedeniyle, sözleşme taraflarının doğrudan veya dolaylı olarak hukuki korumadan yararlanmaları olanaksızdır.
Tefecilik suçu nedeniyle kamunun zararına ilişkin olarak ise; yukarıda vurgulanan Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 26/05/2015 tarih ve 2013/3-546 E., 2015/163 K. ve 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 E., 2009/13 K. sayılı kararları karşısında, tefecilik fiili nedeniyle oluşan kamunun maddi zararının, kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilecek nitelikte olmadığından CMK 231.maddesinin uygulanmasında göz önüne alınamayacaktır.
Sonuç olarak; tefecilik suçlarından kurulan hükümlerde CMK 231.maddesinin uygulanmasında, aynı yasanın 231/6-c maddesindeki "zararın giderilmesi" koşulunun aranması olanaksızdır.
Bu açıklamalar ışığında dosya kapsamı, bilgi ve belgelere göre;
Mahkemece sanık hakkında "zararın giderilmemiş olması nedeni ile hakkında CMK nın 231 maddesi uygulanmayarak " gerekçesi ile hakkında CMK"nın 231.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığa verilen hapis cezasının geçmişi, sabıkasız oluşu, suç işleme hususundaki eğilimi dikkate alındığında cezanın ertelenmesi halinde tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu ve yeterli kanaat oluştuğundan sanığa verilen cezanın aynı yasanın 51/1 maddesi gereğince ertelenmesine karar verilmiş ise de;
1-Sanıktan faiz karşılığı borç para aldığı kabul edilen ..."ın atılı suçun niteliği göz önüne alındığında suçun mağduru olmadığı bu nedenle suçtan doğrudan zarar gördüğünün kabul edilemeyeceği gözetilmeden sanığın adı geçenin zararını karşılamadığı gerekçesi ile yazılı şekilde uygulama yapılması,
2- Hapis cezası alt sınırdan belirlenmesine rağmen para cezası belirlenirken alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak sureti ile ceza tayin edilmek suretiyle çelişkiye düşülmesi
3- Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesiyle yapılan değişiklik gözetilmeden, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine karar verilmesi,
4-Temel cezanın belirlenmesi sırasında hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde TCK"nın 51/3. maddesine aykırı olarak, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden sanık hakkında denetim süresinin alt sınırdan uzaklaşılarak 3 yıl olarak belirlenmesi suretiyle orantılılık ilkesine aykırı davranılması,
Hususları kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün CMUK"un 326/son maddesi gözetilmek kaydıyla BOZULMASINA, 06/10 /2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.