Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1342
Karar No: 2019/7314
Karar Tarihi: 18.12.2019

Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/1342 Esas 2019/7314 Karar Sayılı İlamı

20. Ceza Dairesi         2019/1342 E.  ,  2019/7314 K.

    "İçtihat Metni"


    Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2019 tarihli, 2018/255 esas ve 2019/156 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 20/05/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında 03/08/2017 tarihli “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 01/11/2017 tarihli ve 2017/168489 soruşturma,2017/4704 sayılı kararı ile beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 04/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve 24/01/2018 tarihinde infazı için İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    2- İstanbul Anadolu Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, 29/01/2018 tarihli çağrı yazısının doğrudan mernis adresine tebliğe çıkarıldığı, 06/02/2018 tarihinde mernis adresi olduğu belirtilerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesi uyarınca tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, 22/02/2018 tarihli uyarı yazısının doğrudan mernis adresine tebliğe çıkarıldığı ve 05/03/2018 tarihinde mernis adresi olduğu belirtilerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesi uyarınca tebliğ edildiği,müdürlüğe başvurmaması üzerine dosyanın kapatılmasına karar verilerek 17/03/2018 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
    3- İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 09/04/2018 tarihli, 2017/168489 soruşturma, 2018/17582 esas ve 2018/14486 sayılı iddianame ile sanık hakkında TCK’nın 191/4-a maddesi delaletiyle 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
    4- Kanun yararına bozma istemine konu İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2019 tarihli, 2018/255 esas ve 2019/156 sayılı kararı ile; tebligatların usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle “sanığın beraatine ve denetimli serbestlik işlemlerinin devam edip etmeyeceği hususunda gereğinin takdiri yönünden kararın bir örneğinin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verildiği, kararın 26/02/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak ve satın almak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/11/2017 tarihli ve 2017/168489 soruşturma, 2017/4704 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirini ihlâl etmekte ısrar ettiği gerekçesiyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonunda, sanığın beraatine ve denetimli serbestlik işlemlerinin devam edip etmeyeceği hususunda kararın bir örneğinin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine ilişkin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2019 tarihli ve 2018/255 esas, 2019/156 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, sanığa gönderilen çağrı yazısı ile ihtarlı uyarı yazısının usulsüz tebliğ edildiği ve bu nedenle sanığın yükümlülükleri ihlâl etmekte ısrar etmiş sayılamayacağı gerekçesiyle beraatına karar verildiği anlaşılmış ise de,
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde yer alan, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4-a maddesinde "Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." şeklinde ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-a maddesinde yer alan, "Beraat kararı; a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması, ...hallerinde verilir." şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında;
    Somut olayda, sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği, 191/3. maddesi gereğince bir yıl denetimli serbestlik süresi belirlendiği ve bu kararın bilinen son adrese yapılan tebliğin iade gelmesi üzerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uygulanmak suretiyle usulünce 04/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, denetimli serbestlik müdürlüğünce çağrı yazısının 06/02/2018 tarihinde, ihtarlı uyarı yazsının ise 05/03/2018 tarihinde doğrudan mernis adresine 7201 sayılı Kanun"un 21/2 maddesi gereğince tebliğ yapıldığı ancak, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği nazara alındığında, doğrudan mernis adresine yapılan tebliğlerin Mahkemenin kabulü gibi usulsüz olduğu ancak hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanık hakkında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle beraat kararı verilemeyeceği, aksi halde aynı suçtan tekrar kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, bu halde kamu davasının açılması bir şarta (yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme şartına) bağlanmış olduğundan, mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 14/09/2015 tarihli ve 2015/8259 esas, 2015/3572 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, 5271 sayılı Kanun’un 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın beraatine karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine, denetimli serbestlik işlemlerinin devam edip etmeyeceği hususunda kararın bir örneğinin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine şeklinde, hükümde çelişkiye neden olunarak ve hükmün karıştırılması suretiyle, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2019 tarihli ve 2018/255 esas, 2019/156 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Sanık ... hakkında, yapılan soruşturma sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/11/2017 tarihli ve 2017/168489 soruşturma, 2017/4704 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın kesinleşmesini takiben, sanığın denetimli serbestlik tedbirini ihlâl etmekte ısrar ettiği gerekçesiyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonunda, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesince, sanığa gönderilen çağrı yazısı ile ihtarlı uyarı yazısının usulsüz tebliğ edildiği ve bu nedenle sanığın yükümlülükleri ihlâl etmekte ısrar etmiş sayılamayacağı gerekçesiyle sanığın beraatine ve denetimli serbestlik işlemlerinin devam edip etmeyeceği hususunda kararın bir örneğinin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde yer alan, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4-a maddesinde "Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-a maddesinde yer alan, "Beraat kararı; a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,...hallerinde verilir." şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında;
    Somut olayda, sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın bilinen son adrese çıkarılan tebligatın iade edilmesi üzerine çıkarılan tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde 04/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan çağrı yazısının ve ihtarlı uyarı yazısının ise doğrudan mernis adresinde 7201 sayılı Kanun"un 21/2 maddesi uyarınca tebliğ edildiği,
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinde yer alan “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan çağrı yazısı ve ihtarlı uyarı yazısının öncelikle bilinen en son adrese, mernis adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun
    Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, sanığın mernis adresine doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı, somut olayda ise; çağrı yazısı ve ihtarlı uyarı yazısının şüphelinin doğrudan mernis adresinde Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi nedeniyle yapılan tebligatların geçerli olmadığı, mahkemenin şüphelinin yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmiş sayılamayacağına yönelik değerlendirmesinin bu nedenle yerinde olduğu ancak, bu durumda yargılama yapılması için gerekli olan ısrar şartının gerçekleşmemesi nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinde yer alan "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenleme uyarınca, 5271 sayılı Kanun’un 223/8-2. cümlesi uyarınca şartın gerçekleşmesini beklemek üzere kamu davasının durmasına ve şüpheli hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın beraatine karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine, denetimli serbestlik işlemlerinin devam edip etmeyeceği hususunda kararın bir örneğinin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine şeklinde, hükümde çelişkiye neden olunarak ve hükmün karıştırılması suretiyle karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D)Karar:
    Açıklanan nedenlere göre; 5271 sayılı Kanun’un 223/8-2. cümlesi uyarınca şartın gerçekleşmesini beklemek üzere kamu davasının durmasına ve şüpheli hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın beraatine ve davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine, denetimli serbestlik işlemlerinin devam edip etmeyeceği hususunda kararın bir örneğinin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine şeklinde, hükümde çelişkiye neden olunarak ve hükmün karıştırılması suretiyle karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2019 tarihli ve 2018/255 esas, 2019/156 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının ( c ) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
    18/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi