16. Hukuk Dairesi 2016/5606 E. , 2019/649 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İli, ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 188 ada 30 parsel sayılı 2.254,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kargir iki katlı ve tek katlı bina ve bahçesi vasfıyla, kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve ..., taşınmazın bir bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, teknik bilirkişinin 30.04.2015 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 200,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 188 ada son parsel numarası ile davalı Hazine adına, krokide (B) harfi ile gösterilen 2.054,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 188 ada son parsel numarası ile davacılar ... ile ... adlarına 1/2"şer hisse ile tapuya tesciline, üzerindeki “kargir iki katlı bina ve garajın Hazineye ait olduğu”nun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacılar lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartları için gerekli ve yeterli süre geçmediği ancak, taşınmazın üzerine karakol binası yapılması ve vatandaşın o bölgeye yaklaştırılmaması nedeniyle, davacıların zilyetliğinin devamını beklemenin haksızlık olacağı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Şöyleki, temyize konu olan taşınmaz bölümüne davacıların 20 yılı aşkın süreyle zilyet olmadığı dosya kapsamıyla belirlendiği gibi, bu husus mahkemenin de kabulündedir. Ziraat bilirkişisinin raporunda taşınmazın üzerinde 30-35 yıldır tarım yapılmadığı belirtilmiş olup, mahalli bilirkişi beyanlarına göre de bu süre zarfında taşınmazın karakol binası olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu eylemli durum 30-35 yıldır davacılar tarafından niza konusu yapılmadığına göre, taşınmazın karakol binası ve bahçesi olarak kullanılması nedeniyle, davacıların taşınmazın üzerindeki zilyetliklerini terk ettiklerinin kabulü zorunludur. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, dava taşınmazın bir bölümüne yönelik olduğu halde taşınmazın tapu kaydının tümüyle iptaline karar verilip, davacılar adına tescile karar verilen bölüm dışında kalan bölüm hakkında tescil hükmü kurulmaması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.