14. Hukuk Dairesi 2018/5525 E. , 2019/7288 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25/08/2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13/11/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptalinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, Hazineye ait 1271 parsel sayılı taşınmazın Çeşme Belediyesince yapılan imar uygulamasına tabi tutularak 3002 ada 8 sayılı imar parseline şuyulandırıldığını, sonrasında ise 3002 ada 8 parsel sayılı taşınmazın Çeşme Belediyesince yapılan imar uygulaması sonucu birçok imar parseline şuyulandırıldığına, yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek taşınmazın imar uygulaması dolayısıyla gittiği ve fiili olarak taşınmaza isabet eden 4009 ada 1, 2, 3 ve 4 sayılı imar parsellerinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili suretiyle eski hale ihyasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Somut olayda; davacı ... vekili dava dilekçesinde müvekkiline ait 2547 m2 yüzölçümlü 3002 ada 8 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu sınırları üzerinde oluşturulan 4009 ada 1, 2, 3 ve 4 sayılı imar parsellerinin dava konusu taşınmaza isabet eden kısımlarının iptali ile eski hale ihya sureti ile ... adına tescilini istemiştir. Dosya içerisindeki 11/02/2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu 3002 ada 8 parsel sayılı taşınmazın, 1271 kadastral parsel sayılı taşınmazın 14/05/1979 tarihli ve 605 yevmiye numarası ile tescili gerçekleşen imar uygulaması sonucu oluştuğu, yeniden yapılan imar uygulaması sonucu taşınmazın 4009 ada 2 parsel ve 4011 ada 2 parsel sayılı taşınmaza gittiği, 3002 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ihyası için krokide gösterilen toplam 2593,91 m2"lik kısmın iptali gerektiği belirtmiştir. Ne var ki dava konusu taşınmazın 2547 m2 yüzölçümüne sahip olduğu anlaşıldığından aradaki fazlalığın neden kaynaklandığının açıklanmamış olması doğru değildir.
Dava konusu 3002 ada 8 parsel sayılı taşınmazın da içinde bulunduğu alanda Çeşme Belediye Başkanlığınca yapılan imar uygulamasının İzmir 3. İdare Mahkemesinin 26/12/2001 tarihli 2001/1241 Esas, 2001/1097 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği ve derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
O halde yukarıda değinilen ilkeler uyarınca dava konusu taşınmazın sınırları üzerinde bulunan imar parseline ilişkin kısımların ve var ise kamusal alanların (park, yol vs.) denetime elverişli olarak krokide gösterilerek belirtilmesi ve dava konusu taşınmazın yüzölçümü de dikkate alınarak tespit edilecek kısımların yüzölçümü ile farklılık olması halinde bu farklılığın sebebinin açıklanması için mahallinde ehil fen bilirkişileri aracılığıyla keşif yapılması gerektiği, yolsuz tescil halinde TMK"nın 1023. maddesinin uygulanma yeri olmadığı ve imar parseli maliklerinin mülkiyet hakkının önceki maliklerin halefi olarak kadastral parsele yansıtılacağı gözetilmeksizin noksan soruşturmayla yetinilerek yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan iptaline karar verilen imar uygulamasını yapan Belediyenin davalı olarak davada yer alması gerektiğinin düşünülmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi. Başkan