14. Hukuk Dairesi 2018/4382 E. , 2019/7286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.04.2013 tarihinde verilen dilekçesiyle tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın tazminat talebi yönünden kabulüne dair verilen 19.01.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi"nce davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, bir kısım davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne dair verilen kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.11.2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlenildi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisinde bütün kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
K A R A R
Dava, yükleniciden temlik alınan şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalılardan ... ve ..."un ... ada, 8 parsel ve 4261 ada 1 parsel sayılı taşınmazın arsa sahipleri olduğunu, dava konusu yerde 4 bodrum + zemin + 3 normal kattan oluşan bir bina yapılması hususunda davalılar arasında inşaat sözleşmesinin akdedildiğini davacının yükleniciye düşen A9 ve A10 numaralı daireyi satın aldığını belirterek tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemecesince, satışı vaadedilen bağımsız bölümlerin dava dışı 3. şahıslar adına tapuda tescilli olduğu ve davacı adına tescilin mümkün olmadığı, davacının sözleşme gereği yükleniciden ödediğini ve müsbet menfi munzam zararlarını talep edebileceğinin kabulü ile davalı arsa maliki mirasçıları yönünden davanın reddine, yüklenici yönünden ise satışı vaadedilen bağımsız bölümlerin rayiç bedeli olan (150.000 + 130.000) 280.000TL"den 10.000 TL"ye dava tarihi olan 19/04/2013 bakiye 270.000TL"ye ise ıslah tarihi olan 24/12/2015 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle bu davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili, istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun reddine, davalı arsa sahiplerinin istinaf başvurusunun kabulüne ve hükmün (6.) fıkrasından sonra ""Davalılar kendisini avukatla temsil ettirdiklerinden hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 22.750,00TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılar ... ve ... mirasçılarına ödenmesine"" karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/b-2. maddesinde, "Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, Kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.", 359/2. maddesinde, "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükümlerine yer verilmiştir.
İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kanısına varırsa, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir (HMK m.353/b-1).
İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararındaki maddi hataların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak (HMK m.360, m.183) aynı kararı verir; yani istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir (karş:İYUK m.45/3, c.2).
İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu halde, istinaf mahkemesi, aşağıdaki kararları verebilir:
a)İlk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın esası hakkında yeniden karar verilmesi,
b)İlk derece mahkemesi kararının düzeltilmesi ve davanın esası hakkında karar verilmesi. (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Ekim 2016 s.698.)
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
İstinaf mahkemesince, davacının istinaf başvuru talebinin esastan reddine, bir kısım davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile kararın hüküm kısmına (7) numaralı bendi eklenerek, davalılar kendilerini avukatla temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 22.750,00TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılar ... ve ... mirasçılarına ödenmesi şeklinde ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesine karar verilmiştir.
İstinaf mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilmesine karar verilmiş, ancak davanın esası hakkında usulüne uygun hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiş bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; davalı arsa sahipleri ... ve ... mirasçıları lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/2. maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 2.037,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 05.11.2019 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.