Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5492
Karar No: 2020/3343
Karar Tarihi: 17.06.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/5492 Esas 2020/3343 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, yaşlılık aylığının iptal edilmesiyle yersiz ödenen aylıklardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacının murisine ödenen 62,152,16 TL yersiz aylık nedeniyle davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti talebi reddedilmiştir. Bu karara yapılan temyiz başvuruları sonucunda, istirdat dönemi ve tutarı usuli kazanılmış hak ilkesine uygun olmaması sebebiyle, davacı lehine bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. 5510 sayılı Yasanın 96/a bendi gereği istirdat dönemi ve tutarı 19.11.1997-19.11.2007 tarihleri arası 43.784,36 TL alınarak varılacak sonucu göre davanın kısmen kabul-kısmen reddine karar verilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri olarak, davacının istirdat talebi 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 96/a maddesiyle düzenlenmiştir.
10. Hukuk Dairesi         2019/5492 E.  ,  2020/3343 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    No : 2014/868-2019/53

    Dava, yaşlılık aylığını iptal eden Kurum işleminin iptali ile yersiz ödenen aylıklardan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacılardan alınmasına, Üye ..."ün muhalefetine karşı, Başkan ... ve Üyeler ... , ... ve ..."nın oyları ve oy çokluğuyla, 17/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    KARŞI OY

    Dava, davacılar murisine 23.11.1997-21.01.2011 tarihleri arası dönem için ödenen 62,152,16 TL yersiz aylık nedeniyle davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti ile aksi kurum işleminin iptali; şayet bunlar uygun görülmez ise, borlu bulunan dönemin belirlenmesi istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamları ve alınan son hesap bilirkişisi raporları uyarınca; davacının, 19.11.1997-21.01.2011 tarihleri arası dönem için toplam 62.152,16 TL borçlu bulunduğundan bahisle davının reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekili Av...."in temyiz başvurusu üzerine Dairemizce özetle “..Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA.." yönelik olarak verilen Onama kararına aşağıda gösterilen nedenlerle iştirak etmiyorum.
    Davalı Kurum tarafından, davacılar murisine 01.01.1953-11.09.1981 dönem hizmetleri (borçlanma dahil) dikkate alınarak, 01.10.1981 tarihinden itibaren SSK"dan yaşlılık aylığı bağlandığı; bilahare, Emekli Sandığına tabi 02.5.1952-12.12.1984 tarihleri arası dönem çalışmalarına karşılık olarak da 01.03.1985 tarihinden itibaren Emekli Sardığından emekli aylığı bağlandığı, bilahare 19.11.2007 tarihli Emekli Sandığı Tahsisler Dairesi Bakanlığının tespit yazısı ile duruma muttali olan davalı Kurum"un, SSK aylığını 21.01.2011 tarihinde iptal ederek 23.11.1997-21.01.2011 tarihleri arası dönem için 62.152,16 TL yersiz aylık tahakkuku üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Çift aylık mümkün olmadığından bahisle istirdat dönemi ve tutarı 19.11.1997-21.01.2011 tarihleri arası 62.152,16 TL alınmak suretiyle davanın reddine dair verilen 23.05.2012 günlü Mahkeme kararının davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce özetle "..,davalı Kurum"un istirdat dönemi 5510 sayılı Yasanın 96/a bendi kapsamında 19.11.2007 tarihi esas alınmak suretiyle geriye doğru 10 yıllık süre olan 19.11.1997-19.11.2007 olarak alınması gerektiği" belirtilmiş ve Mahkemece anılan bozma ilamına uyulduğu halde ilk bozma kararı sonrası yapılan yargılama sonucu istirdat dönemi bu sefer 17.06.2001-21.01.2011 tarihleri arası alınmak suretiyle yine 12,02,2014 günlü kararla davanın reddine karar verilmiş ise de; iş bu kararın sadece davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 06.05.2014 günlü ikinci bozma ilamıyla özetle "..uyulan bozma kararı içeriği ve usulü kazanılmış hak ilkelerinden bahisle istirdat dönemi ilk bozma kararı içeriği dikkate alınarak belirlenmeli.." denilerek ikinci kez bozulmuştur.
    Uyulan ikinci bozma ilamına rağmen ve 25.02.2014 günlü ikinci mahkama kararının davalı Kurumca temyiz edilmemiş olmasına rağmen Mahkemece 11.02.2019 günlü üçüncü ve son kararla isdirtat dönemi ve tutarı usulü kazanılmış hak ilkeliri ihlal edilmek suretiyle 19.11.1997-21.01.2011 tarihleri arası dönem için toplam 62.152,16 TL alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde; uyulmasına karar verilen Dairemizin 08.07.2013 tarih, 2012/14324 esas 2013/15428 karar ile 06.05.2014 tarih, 2014/7643 esas 2014/10040 karar sayılı ilam içerikleri, usuli kazanılmış hak ilkesi ve özellikle 12.02.2014 günlü mahkeme kararının sadece davacı vekili tarafından temyiz edilip davalı kurumca temyiz edilmemiş olması karşısında; 5510 sayılı Yasanın 96/a bendi hükmü gereği istirdat dönemi ve tutarı 19.11.1997-19.11.2007 tarihleri arası 43.784,36 TL alınarak varılacak sonucu göre davanın kısmen kabul-kısmen reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak kuralı Yargıtay Daire vurgulamasına rağmen açıkça ihlal edilmek suretiyle yazılı şeklde karar tesisi isabetli görülmemiştir.
    Belirtilen nedenlerle çoğunluğun görüşüne katılmayarak, istemin reddine dair Mahkeme hükmünün, davacı lehine bozulması gerektiğini düşünüyorum..

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi