18. Ceza Dairesi 2017/3624 E. , 2019/10920 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, temyiz isteminin reddi
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliğine göre; sanığa Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılan gerekçeli karar tebliğinin, tebligatı sanığa haber verecek komşu, yönetici ya da kapıcı bilgisini barındırmaması nedeniyle usulsüz olduğu, bunun yanı sıra 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 19. maddesindeki “Mevkuf ve mahkumlara ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdür veya memuru temin eder” hükmü ile 5271 sayılı CMK"nın 35/3. maddesindeki “İlgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar, kendisine okunup anlatılır.” hükmü karşısında, cezaevinde hükümlü olarak bulunan sanığa ek kararların tebliğine ilişkin evraklarda, bu kararların sanığa okunduğuna dair herhangi bir ifadeye yer verilmediğinden gerekçeli karar ile ek kararların usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşılmakla, öğrenme üzerine yapılan temyizin süresinde olduğu kabul edilerek ve temyiz isteğinin reddine ilişkin ek kararlar kaldırılarak dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda ve TCK"nın 53/1- c maddesinin de Kanunda öngörülen biçimde infaz evresinde resen uygulanabileceği,
Anlaşıldığından, sanık ...’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün temyizine gelince, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir,
Ancak;
a- TCK"nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçenekli hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alınmalıdır.
Somut olayda, sanığın müştekinin üzerine yürümesi şeklinde kabul edilen eyleminde, direnme suçunda aranan cebir veya tehdit unsurlarının ne şekilde gerçekleştiği kanıtlara dayalı olarak tartışılıp gösterilmeden, CMK"nın 230/1-c maddesine aykırı olarak, yetersiz gerekçeyle görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
b- Sanığın polis memurlarından yalnız ...’e yönelik atılı suçu işlediğinin kabul edilmesi karşısında, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle suçun birden fazla görevliye karşı işlendiği kabul edilerek, TCK"nın 43. maddesinin uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
c- Sanığın görevi yaptırmamak için direnme eylemini hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen diğer sanıkla birlikte gerçekleştirmesi karşısında; TCK’nın 265/3. maddesi uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
d- TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış ve yine aynı Kanunun 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.