12. Hukuk Dairesi 2016/27024 E. , 2018/684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından, bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı, borçlunun, imzaya ve borca itiraz ettiği mahkemece; bilirkişi raporunda senetteki imzaların davacının eli ürünü olduğunu açıkça belirtilmiş olduğundan davanın reddine hükmolunduğu görülmektedir.
... 6. Asliye Ceza mahkemesince aldırılan ... Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği"nin 18.09.2014 tarihli Uzmanlık Raporu’na göre; inceleme konusu senet ön yüzü üzerinde ‘...’ adına atfen atılı bulunan söz konusu imzaların sahteliğinin üçüncü şahıslar açısından anlaşılamayacağı değerlendirildiğinden, inceleme konusu senedin mevcut haliyle ‘aldatma kabiliyetine haiz olduğu’ kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi 17/03/2016 tarih ve 2203-1724 numaralı bilirkişi raporunda ise, söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla ..."in eli ürünü olduğu hususunun tespit edildiğine dair kanaat raporu sunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, bononun ön yüzünde keşideci bölümünde atılı bulunan imzanın, keşideci borçlu ...’e aidiyeti hususunda mevcut iki rapor arasında çelişki bulunduğu ve bu durumun son celse davacı vekili tarafından da itiraz konusu edildiği görülmektedir.
HGK’nun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-382-415 sayılı kararında da belirtildiği üzere; herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf yada diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesi şarttır.
O halde mahkemece, anılan bilirkişi raporları arasında var olan çelişkinin giderilmesi için, yukarıda da ifade olunduğu şekilde, takibe dayanak yapılan bononun ön yüzünde bulunan keşideci imzasının borçlu ...’e ait olup olmadığı yönünden, yeniden farklı bir uzman bilirkişi kurulundan denetime elverişli rapor alınarak, çelişki giderildikten sonra, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.