13. Hukuk Dairesi 2018/6029 E. , 2018/10670 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının ... Kuvvetleri"nde deniz ...ı olarak görev yapmakta iken ... Şura"nın 01/08/2007 tarihli kararıyla re"sen emekliye sevk edildiğini, 926 sayılı yasanın 112. maddesi gereğince mecburi hizmet süresini tamamlamadan ayrıldığı için hesaplanan 43.055,06 TL tazminatın davalılardan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın, davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu" nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek, mahkemece, kısa kararda “ Davalı ... yönünden açılan davanın reddine,... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, 11,661,81 TL" nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” yazıldığı halde hüküm fıkrasında “Davalı ... yönünden açılan davanın reddine,... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, 10.378,99-TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bu miktar içinde asıl alacak 7643,46 TL ye dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” şeklinde karar verildiği, böylece kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu" nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacının ve davalı ..."nun temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacı ve davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 199,00 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi