17. Hukuk Dairesi 2016/12953 E. , 2019/5180 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle talebin kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 27.12.2013 tarihinde, davalı ... şirketine sigortalı araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu aracın çarpışması sonucunda, davacının sakatlandığını, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ve maluliyet oranının arttığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, talebini 51.723,18 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Hakem heyetince, davacı talebinin kabulü ile 51.723,18 TL maluliyet tazminatının 04.08.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince bu karara davalı vekilince itiraz üzerine; itirazın reddine karar verilmiş, .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nce 17/06/2016 tarihli karar ile hakem kurulunca verilen kararın mahkemede saklanmasına, mahkeme esasının kapatılmasına karar verilmiş; itiraz hakem heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen
uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında (pasif dönemde asgari geçim indirimsiz asgari ücretin esas alındığı anlaşılmakla) bir usulsüzlük bulunmamasına, hatır taşıması indiriminin, bizzat hatır için taşınan kişinin ölmesi veya yaralanmasına ilişkin zararlar hakkında uygulanmasına, kanun koyucunun, indirim imkânını sadece hatır için taşıyan işleten ve sürücüye bahşettiği, iki taraflı kazalarda diğer aracın işleteni, tehlike esasına göre zarardan sorumlu olup, hatır ilişkisine yaslanarak mahkemeden tazminattan indirime gidilmesini talep edemeyeceğine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2-T.C. Anayasası"nın 36/1 maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" düzenlemesine; 6100 Sayılı HMK"nun 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK"nun 280/1 maddesi "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir" hükmünü amirdir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Somut olayda; dosya kapsamında davacı tarafından ibraz edilen iki adet özürlü sağlık kurulu raporunun bulunduğu, 27.06.2014 tarihli raporda davacının % 8 oranında, 21.05.2015 tarihli raporda ise % 15 oranında maluliyetinin bulunduğu belirlenmiş, hükme esas alınan 29.01.2016 tarihli hesap bilirkişi raporunda davacının % 15 oranında maluliyetinin bulunduğu esas alınarak hesaplama yapılmıştır. 21.05.2015 tarihli özürlü sağlık kurulu raporunun davalı ... şirketine tebliğ edilmediği görülmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, maluliyete ilişkin raporun usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması ve rapora karşı varsa itirazlarını bildirmesinin sağlanması, itirazlarının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen işgücü kaybı hususunda davacı tarafından ibraz edilen... Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 21.01.2015 tarihli davacının % 15 oranında maluliyeti bulunduğunu belirten engelli sağlık kurulu raporu hükme esas alınmış ise de, bu rapor yine aynı hastanenin % 8 maluliyet oranına ilişkin raporuyla çelişki arz etmektedir.
Dosya içinde davacının maluliyetine ilişkin çelişkili iki rapor bulunmaktadır. Kaza, 27.12.2013 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından kaza
tarihi itibari ile yürürlükteki Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği"ne uygun şekilde ..... Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Bozma neden ve şekline göre, davalı ... vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.