Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/9701
Karar No: 2022/322
Karar Tarihi: 18.01.2022

Danıştay 6. Daire 2021/9701 Esas 2022/322 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/9701 E.  ,  2022/322 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2021/9701
    Karar No : 2022/322

    TEMYİZ EDENLER :1-(DAVALI) ...Bakanlığı ANKARA
    VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri (E-Tebligat)
    2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) … Liman A.Ş.
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Birliği
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ:
    Dava konusu istem: Tekirdağ İli, Süleymanpaşa İlçesi, … Mahallesi Mevkiinde, … Liman A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Asyaport Limanı (Kapasite Artışı) İlave İskele Yapımı, Beton Santrali ve Kırma Eleme Tesisi Projesi" ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü'nce verilen … tarihli, … sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; Mahkemece mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; uyuşmazlık konusu Proje için Nihai ÇED Raporu bağlamında çevre yönünden sakınca olmadığına yönelik ÇED Olumlu Kararının; ÇED Yönetmeliği ve Gürültü Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği bağlamında gerek kümülatif değerlendirme eksikliği esas hesaplamalardaki eksiklikler gerekse sınır değerler açısından çevre açısından sakıncalı olacağı, dava konusu ÇED olumlu kararında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1. Davalı idare tarafından; dava konusu tesisin çevre iznine tabi tesis olmasının bakılmakta olan dava açısından önem arz etmediği, bunun uygulama aşamasına ilişkin hukuki süreçleri etkileyeceği; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun, proje kaynaklı tozuma, gürültü ve atık su yönlerinden Nihai ÇED Raporunda yer verilen önlemler değerlendirilmeden ve dava konusu proje kapsamında yapılması öngörülen Beton Santrali ve Kırma-Eleme Tesisinin inşaat süreci sonuna kadar kullanılacak geçici tesisler olduğu dikkate alınmadan hazırlandığı ileri sürülmektedir.
    2. Davalı yanında müdahil tarafından; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, geleceğe yönelik soyut ve genel nitelikte çekince ve öngörülere yer verildiği, Nihai ÇED Raporu kapsamında yer verilen önlemlerin, projenin çevreye olası etkilerini minimuma indirmek açısından yeterli olup olmadığının belirlenmesi yönünde değerlendirme yapılmadığı, projeye ilişkin imar planlarının iptali istemiyle açılan davaların reddine karar verildiği, projenin gerçekleştirilmesi halinde sağlanacak kamu yararının dikkate alınmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının, Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 17/2 maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Üye …'in 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin (i) bendi uyarınca Dairemizce keşif ve bilirkişi incelemesinin yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yolundaki usule ilişkin azlık oyuna karşın, maddi olay yeterince açıklığa kavuşturulmadığından, bu aşamada temyiz isteminin esasının görüşülemeyeceği sonucuna varılarak, işin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Tekirdağ İli, Süleymanpaşa İlçesi, … Mahallesi Mevkiinde yapılması planlanan "Asyaport Limanı (Kapasite Artışı) İlave İskele Yapımı, Beton Santrali ve Kırma Eleme Tesisi Peojesi" ile ilgili olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından, … tarihli, … sayılı Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu kararı verilmiştir.
    Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2872 sayılı Çevre Kanununun 2. maddesinde; "Çevresel Etki Değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları... ifade eder.'' hükmüne; 10. maddesinde, "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
    2872 sayılı Çevre Kanununun 2. maddesinde, çevresel etki değerlendirmesi, "gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar" olarak tanımlanmış; 10. maddesinde, "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
    Dava konusu işlemin, 25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin geçici 1. maddesi kapsamında tesis edilmiş olması sebebiyle olayda uygulanması gereken 17/07/2008 günlü, 26939 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde, çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Kapsam Belirleme ve İnceleme Değerlendirme Komisyonunca yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun saptanması üzerine gerçekleşmesinde sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmış; 6. maddesinde, "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeler için; Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu, Seçme Eleme Kriterlerine tabi projeler için proje tanıtım dosyası hazırlamak, ilgili makamlara sunmak ve projelerini verilen karara göre gerçekleştirmekle yükümlüdürler. (2) Kamu kurum ve kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelere hiç bir teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez." düzenlemesine yer verilmiş; Ek III'te ise, "Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatı" verilerek, "Bölüm I: Projenin Tanımı ve Gayesi; proje konusu yatırımın tanımı, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği, projenin fiziksel özelliklerinin, inşaat ve işletme safhalarında kullanılacak arazi miktarı ve arazinin tanımlanması, önerilen projeden kaynaklanabilecek önemli çevresel etkilerin genel olarak açıklanması (su, hava, toprak kirliliği, gürültü, titreşim, ışık, ısı, radyasyon ve benzeri.), yatırımcı tarafından araştırılan ana alternatiflerin bir özeti ve seçilen yerin seçiliş nedenlerinin belirtilmesi, Bölüm II: Proje için seçilen yerin konumu; proje yeri ve alternatif alanların mevkii, koordinatları, yeri tanıtıcı bilgiler, Bölüm III: Proje yeri ve etki alanının mevcut çevresel özellikleri; Önerilen proje nedeniyle kirlenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, (atmosferik koşullar) iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, mimari ve arkeolojik miras, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (EK-V’deki Duyarlı Yöreler listesi de dikkate alınarak) ve yukarıdaki faktörlerin birbiri arasındaki ilişkileri de içerecek şekilde açıklanması, Bölüm IV: Projenin önemli çevresel etkileri ve alınacak önlemler; 1- Önerilen projenin aşağıda belirtilen hususlardan kaynaklanması olası etkilerinin tanıtımı, (Bu tanım kısa, orta, uzun vadeli, sürekli, geçici ve olumlu olumsuz etkileri içermelidir.) a) Proje için kullanılacak alan, b) Doğal kaynakların kullanımı, c) Kirleticilerin miktarı, (atmosferik şartlar ile kirleticilerin etkileşimi) çevreye rahatsızlık verebilecek olası sorunların açıklanması ve atıkların minimizasyonu, 2- Yatırımın çevreye olan etkilerinin değerlendirilmesinde kullanılacak tahmin yöntemlerinin genel tanıtımı, 3- Çevreye olabilecek olumsuz etkilerin azaltılması için alınması düşünülen önlemlerin tanıtımı. Projenin; a) Çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi, b) Sera gazı emisyonların belirlenmesi ve iklim değişikliğine etkileri, c) Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler, ç) İzleme Planı (inşaat dönemi)" şeklindeki düzenlemelere yer verilmiştir.
    10/09/2014 tarihli, 29115 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliğinin "Çevre izni veya çevre izin ve lisansına tabi işletmeler" başlıklı, 5. maddesinde, "(1) Bu Yönetmelik kapsamında çevre iznine veya çevre izin ve lisansına tabi işletmeler, çevresel etkilerine göre Ek-1 ve Ek-2 listelerinde sınıflandırılmıştır. (2) Ek-1 ve Ek-2 listelerinde yer alan işletmeler, faaliyette bulunabilmeleri için, öncelikle geçici faaliyet belgesi almak zorundadır. (3) Geçici faaliyet belgesi alan işletmeler belge tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde çevre izin veya çevre izin ve lisans belgesi almak zorundadır." düzenlemesine yer verilmiş; Yönetmeliğin Ek-3 A ve Ek-3 B bölümlerinde, geçici faaliyet belgesi başvurularında, "ÇED’e tabi tesisler için ÇED “Olumlu” ya da “Gerekli Değildir.” Kararı, ÇED Muafiyeti yazısı, ÇED’e tabi olmayan tesisler için kapsam dışı yazısı sunulması" gerektiği düzenlenmiştir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Kanunun 266. maddesinde ise, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz." hükmü yer almaktadır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Yukarıda yer verilen hükümler uyarınca; gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmelerin, çevresel etki değerlendirmesi raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlü oldukları; Yönetmeliğin Ek-1 Listesi kapsamında, çevresel etki değerlendirmesine tabi projeler için hazırlanması gereken ÇED Raporunun, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği Ek-3’te yer alan ÇED genel formatı esas alınarak hazırlanması gerektiği ve ÇED süreci sonunda verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, bilirkişilerce, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin Ek-III bölümündeki unsurlar yönünden, ÇED kararlarının çevresel etkilerinin, bir bütün olarak irdelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, çözümü hukuk dışında teknik bilgiyi gerektiren hallerde, hukuka uygun karar verebilmek için gerekli verilere ulaşmak amacıyla başvurulan bilirkişilerce hazırlanacak bilirkişi raporlarının, tarafları tatmin edecek düzeyde ve tereddüte yer vermeyecek şekilde anlaşılabilir olması gerektiği de açıktır.
    Dosyanın incelenmesinden; 04/03/2017 tarihinden beri çalışmakta olan Asyaport Limanının kapasitesinin artırılmasına ilişkin dava konusu proje kapsamında, konteyner, genel kargo, dökme yük ve ro-ro gemilerine hizmet verilmesi amacıyla, denizde 54.000 m2'lik dolgu alanı ve 135 m X 400 m ebatlarında ilave iskele yapılacağı; nihai ÇED Raporunda, yapılması planlanan yapının, mevcut liman yapısının %18'ine denk gelmekle beraber, üst yapıdaki vinç ve taşıyıcı donanımlarla birlikte limanın işlem kapasitesini %50 oranında arttıracağının belirtildiği; bu durumun, ÇED Raporunda, TÜRKLİM 2019 istatistiklerine göre konteyner elleçleme sıralamasında 3. sırada bulunduğu ve Türkiye'deki bütün transit konteyner işleminin %32,79'unu gerçekleştirdiği belirtilen Asyaport Limanından kaynaklanan deniz trafiğini ve dolayısıyla kaza riskini de artıracağı; dava dilekçesinde de, limanın, büyük ölçekli gemilerden oluşan deniz trafiği yaratacağı, söz konusu gemilerin seyrüseferleri, arızaları ve muhtemel deniz kazaları, yangın ve patlama riskleri ile yaratacakları kirlilik, kaza, yangın veya patlama gerçekleşmesi durumunda nasıl bir yol izleneceği, risk değerlendirmesi ve acil durumlarda müdahale planı hususlarında ÇED Raporunda yeterli düzeyde bilimsel ve objektif değerlendirmelere yer verilmediğinin iddia edildiği; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, raporun 8. sayfasında, "Yapılması planlanan Asyaport Limanı İlave İskele, Beton Santrali ve Kırma-Eleme Tesisi bağlamında değerlendirilirse, Liman-İskele kapasitesinin %50 oranında artacağı, bu artışın gemi trafiği bağlamında yükleme-boşaltma faaliyetlerinin çevre üzerinde olası etkilerini en az %50 oranında artıracağı söylenebilir." şeklinde, 10. sayfasında, "Nihai ÇED Raporu incelenirse; Projeye ilişkin olarak "... Mevcut liman alanına ilave olarak planlanan Liman Alanının, mevcut yapının %18'lik kesimine denk gelmekle beraber (54.000 m2), üst yapıdaki vinç ve taşıyıcı donanımlarla beraber işlem kapasitesinde %50'lik bir artış sağlayacaktır..." biçimindeki ifadeden; işlem kapasitesi artışı bağlamında gemi trafiğinin ve gemilerden yapılacak olan yükleme boşaltma faaliyetleri esnasında proje sahibince yeterli önlem alınmaz ise kıyıya ve deniz ortamına muhtemel çevresel zararlar verebileceği düşünülmektedir." şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olmasına rağmen, konunun sadece yükleme boşaltma faaliyetleri esnasında alınması gereken önlemler açısından değerlendirildiği, projenin, bölgedeki deniz trafiği üzerinde yaratacağı ilave yük ve bu konuya ilişkin olarak, ÇED Raporunda yer verilen değerlendirmelerle, alınması öngörülen tedbir ve önlemlerin yeterli olup olmadığı açısından ayrı bir değerlendirmeye yer verilmediği; yine, gerek gemi seyrüseferlerinden gerekse yükleme boşaltma faaliyetlerinden kaynaklanabilecek kaza ve risklerin belirlenmesi ve acil durumlarda alınması gereken önlemler açısından ÇED Raporunda yer verilen değerlendirmelerin yeterli olup olmadığı konusunda da herhangi bir inceleme yapılmadığı; bilirkişi raporunun belirtilen yönleriyle eksik olduğu anlaşılmıştır.
    Öte yandan, bilirkişi raporunda, dava konusu proje kapsamında kurulması öngörülen beton santrali ve kırma eleme tesisinin çevre iznine tabi bir tesis olduğu değerlendirilerek, tesiste, beton mikserlerinin yıkanmasından kaynaklı ve sahada oluşan suları toplamak için Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin, Tablo 7.5 içeriğindeki sınır değerleri sağlayacak şekilde, hazır beton tesisinin bulunduğu yerde fiziksel çöktürme havuzu yapılması önerildikten sonra, "... Atıksu Arıtma/Derin Deniz Deşarjı Tesisi Proje Onayı 2018/14 Genelgesi, II. Proje Onayı İstenmeyecek Durumlar, (b) bendi gereğince, yeniden kullanılacak endüstriyel nitelikli arıtılmış atık suların hiçbir şekilde alıcı ortama deşarj edilmemesi şartıyla proseste kullanılabilirliğine ilişkin Teknik Rapor Hazırlama Esasları doğrultusunda teknik rapor hazırlanması ve onay merciine sunulması gerektiği, başka bir ifadeyle, dava konusu proje için Nihai ÇED Raporu’nun belirtilen teknik eksiklikler bağlamında yeniden hazırlanması gerektiği düşünülmektedir." şeklindeki tespit ve değerlendirmelere yer verilmiştir.
    Nihai ÇED Raporunun 143. ve 144. sayfalarında yer alan "3.3.3 Sıvı Atıkların Bertaraf Yöntemleri ve Deşarj Edileceği Ortamlar" başlıklı bölümünde ise, deşarj şartlarına göre Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine uyulacağının taahhüt edildiği ve konuya ilişkin olarak, kırma eleme tesisinden herhangi bir atıksu oluşumunun söz konusu olmadığının, beton santralinde beton naklinden sonra mikserlerin yıkanması sonucu atıksu oluşacağının, mikserlerin kullanıldığı dönemde temizlik için günlük su ihtiyacının 1,2 m3 olduğunun ve oluşan 1,2 m3 atık suyun tanklarda toplanıp dinlendirilmek suretiyle geri dönüşümlü olarak tekrar mikserlerin yıkanmasında kullanılacağının belirtildiği, ayrıca, faaliyete ilişkin TESKİ İçme Suyu Havzaları Koruma Yönetmeliği, TESKİ Atıksuların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği, çevre mevzuatıyla ilgili yönetmelikler ve İçme Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uyulacağının taahhüt edildiği görülmektedir.
    Gerek Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin yukarıda yer verilen 6. maddesinin 3. fıkrası ve gerekse Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliğinin yine yukarıda yer verilen ilgili hükümlerinin birlikte incelenip değerlendirilmesinden; çevresel etki değerlendirmesi süreciyle, çevre izni ve lisansı sürecinin birbirinden farklı olduğu anlaşılmakta olup, bunlardan öncelikle tamamlanması gereken hukuki sürecin, çevresel etki değerlendirmesi süreci olduğu açıktır. Dolayısıyla, çevre izin belgesi ve/veya çevre izin ve lisans belgesinin, projenin ÇED Yönetmeliği kapsamında değerlendirilerek, bu sürecin tamamlanmasından sonra, projenin uygulamaya geçirilmesi aşamasında alınması gerekmektedir. Öte yandan, ÇED süreci sonunda verilen kararların, diğer hukuki düzenlemelerden kaynaklanan yükümlülükleri ortadan kaldırmayacağı da açıktır. Bu doğrultuda, dava konusu projenin, Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği kapsamında olup olmadığının belirlenmesi ve bu kapsamda olduğunun kabul edilmesi halinde, çevre izin belgesi ve/veya çevre izin ve lisans belgesi alınması için gerekli olan hukuki prosedürlerin yerine getirilmiş olup olmadığının bakılmakta olan davanın konusunu oluşturmadığı açıktır.
    Bu itibarla, Mahkemece, öncelikli olarak, bilirkişi raporunda, dava konusu proje kapsamında inşaat süresiyle sınırlı olmak üzere, geçici olarak kurulması planlanan hazır beton tesisinin bulunduğu yerde fiziksel çöktürme havuzu yapılmasının, söz konusu tesisin, bilirkişilerce Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği kapsamında değerlendirilmesi nedeniyle yasal bir zorunluluk olarak mı, yoksa, konuya ilişkin olarak ÇED Raporunun 143. ve 144. sayfalarında belirtilen ve yukarıda yer verilen uygulamanın (atık suyun tanklarda toplanıp dinlendirilmek suretiyle geri dönüşümlü olarak tekrar mikserlerin yıkanmasında kullanılması), mikserlerin yıkanması sonucunda ortaya çıkacak ve geri dönüşümlü olarak yeniden kullanılacak olan atık suyun çevre üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerin bertarafı açısından yeterli görülmemesi sebebiyle mi önerildiğinin açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
    Bununla birlikte, söz konusu hususta Mahkemece yeniden karar verilirken, çöktürme havuzu yapılmasının, ÇED Raporunda öngörülen uygulamanın yeterli görülmemesi sebebiyle önerilmiş olması halinde dahi, yukarıda açıklandığı üzere, çevresel etki değerlendirmesi süreciyle, çevre izni ve lisansı sürecinin birbirinden ayrı hukuki süreçler olması sebebiyle, bilirkişi raporunda, "... Atıksu Arıtma/Derin Deniz Deşarjı Tesisi Proje Onayı 2018/14 Genelgesinin, II. Proje Onayı İstenmeyecek Durumlar, (b) bendi uyarınca, yeniden kullanılacak endüstriyel nitelikli arıtılmış atık suların hiçbir şekilde alıcı ortama deşarj edilmemesi şartıyla proseste kullanılabilirliğine ilişkin Teknik Rapor Hazırlama Esasları doğrultusunda teknik rapor hazırlanması ve onay merciine sunulması gerektiği" belirtilerek, Nihai ÇED Raporu açısından teknik bir eksiklik olarak nitelendirilen Teknik Raporun hazırlanmamış olması hususunun, ÇED Raporunu sakatlamayacağının da dikkate alınması gerekmektedir.
    Bu durumda, dava konusu projenin, bölgedeki deniz trafiği üzerinde yaratacağı ilave yük ve bu konuya ilişkin olarak, ÇED Raporunda yer verilen değerlendirmelerle, alınması öngörülen önlemlerin yeterli olup olmadığı; gerek gemi seyrüseferlerinden gerekse yükleme boşaltma faaliyetlerinden kaynaklanabilecek kaza ve risklerin belirlenmesi ve acil durumlarda alınması gereken önlemler açısından, ÇED Raporunda yer verilen değerlendirmelerin yeterli olup olmadığı hususlarının değerlendirilmesi ve hazır beton tesisinin bulunduğu yerde fiziksel çöktürme havuzu yapılmasının, sadece, söz konusu tesisin, bilirkişilerce Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği kapsamında değerlendirilmesi nedeniyle yasal bir zorunluluk olarak mı yoksa, konuya ilişkin olarak ÇED Raporunun 143. ve 144. sayfalarında belirtilen uygulamanın (atık suyun tanklarda toplanıp dinlendirilmek suretiyle geri dönüşümlü olarak tekrar mikserlerin yıkanmasında kullanılması), mikserlerin yıkanması sonucunda ortaya çıkacak ve geri dönüşümlü olarak yeniden kullanılacak olan atık suyun çevre üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerin bertarafı açısından yeterli görülmemesi sebebiyle mi önerildiğinin açıklığa kavuşturulması amacıyla, mevcut bilirkişilerden ek rapor alınması ya da gerekli görülmesi halinde, yeni bir bilirkişi heyetiyle mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği sonucuna ulaşıldığından; belirtilen nitelikte bir inceleme yaptırılmaksızın verilen Mahkeme kararında, bu açıdan hukuka uyarlık görülmemiştir.
    Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
    2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 18/01/2022 tarihinde usulde oyçokluğu, esasta oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi