Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3232
Karar No: 2019/4765
Karar Tarihi: 24.06.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3232 Esas 2019/4765 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/3232 E.  ,  2019/4765 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/01/2017 tarih ve 2015/558 E. - 2017/25 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 01/03/2018 tarih ve 2017/494 E- 2018/181 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin yurt dışına ihraç ettiği ve muhtelif firmalardan alınan malların davalı şirkete ait ... plakalı araç ile havaalanı ve Ambarlı gümrüğüne taşınmak üzere şirketin şoförü davalı ...’ye teslim edildiğini, 07.03.2014 tarihinde havaalanı ve Ambarlı gümrüğüne teslim edilmek üzere teslim edilen malların 22 kolisinin davalı şirket ve çalışanı tarafından çaldırıldığını, cezai tahkikatın devam ettiğini, davalıların sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı müvekkilinin zarara uğradığını, söz konusu malların veya bedellerinin davalılar tarafından başvuruya rağmen karşılanmadığını, alacağın tahsili için davalılar aleyhine girişilen İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/6112 esas sayılı 145.815,59 TL bedelli icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek davalıların dava konusu icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takibin devamını talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; yetki itirazında bulunarak müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kolilerin içeriğinin ve değerinin bilinmediğini, davacının iddia ettiği değerin kabul edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı şirket vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak davacının talebi üzerine gece yarısı malların yüklendiğini, sürücünün gümrükleme sahasına malları teslim etmesi için mesaiyi beklemek zorunda kaldığını, taşıma için müvekkiline ödeme yapılmadığını, bu süre zarfında araçta hırsızlık olayının meydana geldiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının 32 koli muhtelif giysi beyanı ile teslim yapıldığını ancak yüklenen malların niteliğinin, ağırlığının ve değerinin bildirilmediğini, çalınan malların değerinin davacının iddia ettiği miktarda olmadığını, ayrıca TTK 882. maddesi uyarınca sınırlı sorumluluklarının bulunduğunu, faiz oranı ve faiz talebinin de kabul edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalıların zamanaşımı itirazlarının yerinde olmadığı, davalı şirketin çalıştırdığı adamı vasıtasıyla taşınmak üzere teslim alınanı sağlam olarak götürülmesi gereken yere götürüp teslim etmekle yükümlü olduğu, davalı gerçek kişinin diğer davalı şirket ile müteselsil sorumluluk esası kapsamında sorumlu olduğu, hırsızlık olayının vuku bulabileceğini tahmin etmeleri beklenmesine rağmen ihmali davranış fiiline girmiş olduklarından meydana gelen zarardan sorumlu oldukları, çalınan 22 koli malın değerinin bilirkişiler tarafından değer tespiti yapılamamış ise de dosyadaki bilgi ve belgelerden taşımanın gerçekleşmesi halinde gümrüklemeyi yapacak olan gümrük firmasından gelen yazı cevabına göre, toplamda 201.540,19 TL"lik mal bedeli ile teslim yapılmadığından, fatura içeriği için gümrük beyannamesinin açılamadığının belirtildiği, iade edilen koli içindeki mal bedelinin toplamanın 43.493,05 TL olduğu, davacının icra takibine 145.815,59 TL asıl alacak 13.231,27 TL işlemiş faizi ile birlikte toplamda 159,046,86 TL talepte bulunduğu, ancak iş bu davada 145,815,59 TL üzerinden itirazın iptalini talep ettiği, davacı tarafından dosyaya sunulan ürün faturaları ile tedarikçi listesindeki bilgilerin de birbirini teyit eder nitelikte olduğu, davacının talep ettiği ve davacıya iade edilenlerin dışında kalan kolilerdeki malların bedellinin 145.815,59 TL olduğu, anılan alacaktan davalıların müteselsil sorumlu oldukları, davacı tarafça takipte yasal faiz talep edilmiş olduğundan zararın gerçekleştiği 07.03.2014 tarihinden itibaren yasal faizle itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalıların icra takibine vaki itirazlarının 145.815,59 TL asıl alacak üzerinden iptali takibin anılan bedel üzerinden aynı şartlarla devamına karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı şirket vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı ... vekilinin ve davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun, 07.03.2014 tarihli sevk irsaliyesine göre 34 koli muhtelif giysinin taşınmak üzere davalı şirkete imza karşılığında teslim edildiği, davalıların kendilerine teslim edilen yükü aynı şekilde teslim borçlarının olduğu, oluşan hırsızlık ve zarar sebebiyle davacıya karşı müteselsilen sorumlu oldukları, hırsızlık olayında davalıların, yükün güvenliği hakkında herhangi bir tedbir almaksızın yüklü aracın yol üstünde bırakılması sonucu gerçekleşen hırsızlık olayında ağır kusurlu olduklarından sınırlı sorumluluk ilkelerinden yararlanamayacakları, çalınan yükün değerinden sorumlu oldukları, Ayman Gümrükleme şirketi tarafından düzenlenen yazıda çalınan malların da içinde yeraldığı 07.03.2014 tarihli, 098178 Seri nolu 024414 irsaliye numaralı 73.151.68.USD"lik fatura kapsamında gümrüğe mal teslimi yapılamadığından gümrük beyannamesi düzenlenemediğinin belirtildiği, hırsızlığa konu 22 koli malın, hangi firmalardan tedarik edilen mallar olduğunun anlaşılamadığı, çalınan 22 koli mal içeriği emtianın niteliği ve değeri konusunda delilin dosyaya sunulmadığı, davacının sunduğu tek taraflı olarak her zaman düzenlenebilecek faturalara ve tutanağa göre karar verilmesinin doğru olmadığı, davacı şirket yetkilisi Cevdet Ulu’nun ceza soruşturmasında alınan ifadesinde çalınan kolilerin içeriğine ilişkin beyanı kapsamında gerçek zararın belirleneceği, bilirkişi raporu uyarınca davacı şirket yetkilisinin beyanı ve ekli faks metnindeki çalınan malların dosyadaki faturalarla ve davacının ticari defterleriyle karşılaştırılması sonucu, davacı defterlerinde kayıtları bulunan ürün faturalarından çalınan malların toplam tutarlarının 61.203,85 TL olduğu, bu miktarın davacının gerçek zararı olduğu gerekçesiyle kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, dava konusu icra takibine vaki itirazın kısmen iptaliyle 61.203,85 TL asıl alacağın icra takip tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faiziyle tahsili için takibin devamına karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanansomut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı ... vekilinin ve davalı şirket vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-) Dava, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş, anılan karara karşı davalılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilip İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Taşıma tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK"nın 880/1 maddesi uyarınca, taşıyıcı eşyanın zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğu takdirde, bu tazminat eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Hesaplama bakımından eşyanın değeri, 6102 sayılı TTK"nın 880/3. maddesine göre ise, piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre belirlenir.
    İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince, dosya arasına alınan raporları düzenleyen bilirkişilerin, dava konusu çalınan malların niteliği bakımından değerinin belirlenmesi hususunda uzman olmadıkları anlaşılmaktadır. Davacıya ait taşımaya konu toplam 34 koli maldan 22 koli mal çalınmış olup her bir kolide hangi çeşit mal olduğunun belirlenemediği kabul edilerek karar verilmiştir. Bu durumda, çalınan malların cinsi göz önüne alınarak alanında uzman bilirkişi marifetiyle, davacının sunduğu faturalar da değerlendirilmek suretiyle, malın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değeri belirlenip bilahare hangi kolide hangi cins mal olduğunun belirlenemediği de gözetilerek, 6098 sayılı TBK’nın 50. maddesi uyarınca çalınan mallar için ortalama değer belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin ve davalı şirket vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3.135,60 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi