15. Hukuk Dairesi 2015/5487 E. , 2016/826 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın asıl alacak yönünden kabulüne işlemiş faiz yönünden kısmen kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, taraflar arasında ağaçların işlenmesine ilişkin sözleşme olduğunu, işin yapıldığı ve işlenen ağaçların davalı şirkete teslim edildiğini, imalât bedeli olarak düzenlenen faturanın ödenmemesi üzerine ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/5103 Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, itiraz sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptâli ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş, mahkemece; davacının ticari defterleri incelenerek alınan bilirkişi raporuna dayanılarak 11.260,45 TL asıl alacak, 105,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.365,90 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin ve icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Davalının temyiz dilekçesindeki beyanları akdî ilişki bulunmadığı yönündedir.
Bu aşamada niteliği itibarıyla kurulduğu iddia edilen temel hukuksal ilişki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz
Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya O’nun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Bu şekilde belge sunulduğu takdirde bu belgelere karşı davalının beyanı alınmalı duruşmaya gelmemiş ise be belgelere karşı beyanı alınmak üzere isticvap kararı verilmelidir. Delil olarak dayanıldığında ticari defter kayıtları da incelenerek sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Ticari defterlerin delil olması yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları ise, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Davacının ticari defterleri ancak karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabileceğinden davacı taraf kendi ticari defterlerine delil olarak dayanmış ise davalı ticari defterlerinin de incelenmesini istemiş sayılmalı ve bu ticari defterler de incelenmelidir. Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK"nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK"nın 222. maddeye bakmak gerekir. Sözleşme ilişkisinin ispatlanması halinde, tebliğ edilip itiraz edilmeyen fatura miktar itibarıyla kesinleşir.
Eser sözleşmesinde iş bedeliyle ilgili olan TBK"nın 481. maddeye göre iş bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse işin yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak bedel belirlenir. Bu kuraldan anlaşılması gereken, bedelin mahalli piyasa rayicine göre belirleneceğidir.
Belirtilen açıklama ve kurallar somut olayla değerlendirildiğinde; davacı icra takibine itirazında borcun tamamına itiraz etmiştir. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Davacı tarafça nakliye tezkereleri ve irsaliyeli fatura sunulmakla birlikte bunlarla ilgili davalı isticvap edilerek beyanı alınmamış, fatura ve faturadaki malların teslim edildiği yazılı olan Muharrem Baş"ın davalının elemanı ve çalışanı olup olmadığı araştırılmamış ve davalının ticari defterleri de celbedilip incelenmemiştir. Mahkemece bu
hususlar araştırılıp isticvap da yapıldıktan sonra, akdî ilişkinin varlığı ve kurulup kurulmadığının değerlendirilmesi, fatura içeriklerinin kesinleşip kesinleşmediği davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığının araştırılması, akdî ilişkinin varlığı saptanıp fatura içeriklerinin kesinleşmediğinin kabul edilmesi halinde iş bedeli, konusunda uzman teknik bilirkişiden alınacak raporla tespit edilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken eksik inceleme ve konusunda uzman olmayan mali müşavir bilirkişinin yetersiz raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.