7. Hukuk Dairesi 2015/4530 E. , 2015/8293 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İzmir 12. İş Mahkemesi
Tarihi : 11/12/2013
Numarası : 2012/777-2013/759
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının iş akdini ikramiye ve fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi ve sigorta primlerinin de eksik ücretten gösterilmesi nedeniyle haklı olarak sonlandırdığını öne sürerek kıdem tazminatı, 26 günlük Temmuz 2012 ayı ücreti, ikramiye, fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak şekilde bir indirime gidilmemelidir.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafın sunduğu bazı günlere ait teknik servis formlarına göre 2008 yılında 5 gün, 2009 ve 2010 yıllarında 20"şer gün, 2011 yılında 40 gün ve 2012 yılında 20 gün 24 saat çalışma gerektirecek çalışma olduğu tespit edilmiş olup, günlük çalışmanın 14 saati aşamayacağı gerekçesiyle bahsedilen günlerde 5 saat fazla çalışma yapıldığının kabulü ile hesaplama yapılmıştır. Mahkemece hesaplanan fazla çalışma ücretinden 1/3 oranında hakkaniyet indirimi de yapılmak suretiyle alacak hüküm altına alınmıştır.
Davacı, davalı tarafın kazandığı kamu ve özel hastanelerde kit karşılığı biyokimya oto analizörü alımı ihaleleri neticesinde kitlerin kullanılacağı cihazların kurulumu işini yapan teknik servis uzmanı olup, çalıştığı bazı günlere ait teknik servis formlarını Mahkemeye sunmuş ve tüm hizmet süresine ait teknik servis formlarının işverende bulunduğu iddia etmiştir. Davalı ise, işyeri kayıtlarını sunmamıştır. Mahkemece, davacı işyeri kayıtlarına dayandığı halde, sadece davacı tarafından ibraz edilen teknik servis formlarına göre fazla çalışma ücretinin hesaplanması hatalıdır.
Mahkemece dava dosyası, işyeri kayıtları üzerinde inceleme yetkisi verilecek iş hukukunda uzman olan bir mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek davacının hizmet süresi boyunca gerçekleştirdiği tüm teknik servis raporlarının temini sağlanmalı, bundan sonra işyeri kayıtlarının bulunduğu dönem için bu kayıtlar, kayıtların temin edilemediği dönem için tanık beyanları dikkate alınarak ve davacının Uşak, Muğla, Sakarya, Çanakkale gibi farklı illere cihaz kurulumu ve servisine gitmesi nedeniyle yolda geçirdiği sürelerin de olduğu gözetilerek davacının çalışma saatleri ve fazla çalışması bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de; fazla çalışma tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına göre hüküm altına alındığı halde hakkaniyet indirimi yapılması da hatalı olmuştur.
3-Davacı noter kanalıyla davalı tarafa gönderdiği 27.07.2012 tarihli ihtarında, yıllık izin sürelerinin eksik kullandırıldığını belirtilerek diğer alacaklarının yanı sıra eksik kullandırılan yıllık izin ücreti alacağının da ödenmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafça kullandırıldığı ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının tüm hizmet süresi boyunca hak kazandığı yıllık izin süreleri hüküm altına alınmış ise de yapılan araştırma eksik olmuştur. Mahkemece, davacı isticvap edilerek 27.07.2012 tarihli ihtardaki yıllık izin ile ilgili ihtarı davacıya okunmalı ve hizmet süresi boyunca kullandığı yıllık izin süresi kendisinden sorulup netleştirildikten sonra yıllık izin alacağı konusunda bir karar verilmelidir. Bu yön gözetilmeden yıllık izin alacağının hüküm altına alınmış olması ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.