Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/5959 Esas 2016/797 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5959
Karar No: 2016/797
Karar Tarihi: 08.02.2016

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/5959 Esas 2016/797 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine karşı yapılan itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkin olup, davalı itirazında haksız olmadığı gerekçesiyle icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, mahkeme tarafından işlemiş faiz alacağının tüm davanın kabulüne karar verilerek takip edilmesi hatalı bulunmuştur. Kararda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 117. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği ve borcun ifa edileceği günün anlaşmayla belirlenmediği durumlarda temerrütün icra takibi veya davanın açıldığı tarihte oluşacağı vurgulanmıştır.
15. Hukuk Dairesi         2015/5959 E.  ,  2016/797 K.
"İçtihat Metni"


Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine karşı yapılan itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın kabulüne dair kararı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
2004 sayılı İİK"nın 67/II. maddesi uyarınca davacı alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için davalının icra takibine itirazında haksız ve alacağın likid olması gerekmektedir. Oysa, icra takibine konu alacağın miktarı bilirkişi incelemesi sonucu belirlendiğinden, diğer bir anlatımla alacağın tespiti yargılamaya muhtaç olduğundan likid olduğu söylenemez. Bu yüzden davalı icra takibine karşı yapmış olduğu itirazında haksız değildir. Bu sebeple davacının icra inkar tazminatına yönelik isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru değildir.
Öte yandan, dava tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 117. maddesi uyarınca, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceğinden, temerrüt ihtarla tanınan ödeme süresinin sonunda veya aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca borcun ifa edileceği gün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmişse o tarihte oluşur. Aksi halde temerrüt, icra takibine geçildiği veya davanın açıldığı tarihte oluşur. Somut olayda davacı tarafından davalıya alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarname gönderilmemiş, borcun ifa edileceği gün sözleşmeyle de kesin olarak belirlenmemiştir. Bu durumda mahkemece, icra takibinden önceki günler için hesap edilip takibe konulan faiz isteminin reddi ile, icra takibinin asıl alacak tutarı olan 4.705,00 TL üzerinden devamına karar vermek gerekirken, işlemiş faiz alacağını da kapsar şekilde davanın tümden kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır
Yukarda açıklanan gerekçelerle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.