Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/276 Esas 2019/609 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/276
Karar No: 2019/609
Karar Tarihi: 04.02.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/276 Esas 2019/609 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2019/276 E.  ,  2019/609 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kullanım kadastrosu sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 5458 parsel sayılı 5.214,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve tarafların kök murisi olan ... oğlu ... ’ın zilyetliğinde olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak, adına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Mahkemece verilen kararın temyizi üzerine hüküm, Dairemizin 19.02.2015 tarih, 2014/10971 Esas, 2015/1306 Karar sayılı ilamıyla, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan bahisle bozulması üzerine, mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, dava konusu 5458 parsel sayılı taşınmazın davacı ..."ın zilyetliğinde bulunduğunun tespiti ile taşınmazın beyanlar hanesine "Bu parsel ..."ın zilyetliğindedir" şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, dahili davalı ... ile dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın, davacının fiili kullanımında bulunduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
    Davacı ..., dava konusu taşınmazın dedesi olan ... oğlu geldiğini, dedesinin taşınmazı 1982 yılında babası ..."a sattığını, yine 2004 yılında da babasından bu taşınmazı satın aldığını ileri sürerek dava açmış ve söz konusu satışlara ilişkin satış senetlerini dosyaya sunmuştur. Dava konusu taşınmazın kadastro tespiti 1991 yılında yapılmış ve davacının dedesi ... oğlu ... lehine kullanım şerhi verilmiş ancak, davacının babası ... tarafından, söz konusu şerhe karşı 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmamıştır. Davacının, ... 2004 yılında satın almaya dayalı olarak açtığı işbu davada, satın alma tarihi, tespit tarihinden sonra ise de, ... gelen hakka dayanıldığı ve ... tarafından 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde şerhe karşı dava açılmadığı için davacı tarafından 10 yıllık hak düşürücü sürenin aşılma olanağı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden dahili davalı ..."a iadesine, 04.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.