Esas No: 2018/2523
Karar No: 2022/265
Karar Tarihi: 19.01.2022
Danıştay 10. Daire 2018/2523 Esas 2022/265 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2018/2523 E. , 2022/265 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/2523
Karar No : 2022/265
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin 26/10/2017 tarih ve E:2015/30 K:2017/4321 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca davalı idare tarafından düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 31/10/2009 tarihinde nitelikli yağma suçundan dolayı yakalanarak Kocaeli ili, Darıca İlçe Emniyet Müdürlüğü, İstasyon Polis Merkez Amirliğinde gözaltına alınan davacının oğlu …'in, 01/11/2009 tarihinde nezarethanede tutulduğu sırada pantolonunun içindeki eşofmanın bağ ipi ile kendisini nezarethanenin parmaklıklarına asmak suretiyle intihar etmesi sonucu meydana gelen ölüm olayında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek, oluşan zararlara karşılık 75.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; … Sulh Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile olay tarihinde görevli iki polis memurunun üst araması sırasında gerekli titizliği göstermemek ve davacı yakınının nezarethanedeyken gerekli kontrollerini yapmamak suretiyle görevlerini ihmal ettikleri gerekçesiyle görevi kötüye kullanma suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği; buna göre davalı idareye bağlı polis merkezi nezarethanesinde bulunan kişilerin sağlıklarından ve can güvenliklerinden sorumlu olan davalı idarenin, gözaltına alınan kişinin üstünün gerekli titizlikle aranmaması ve gerekli kontrollerin yapılmaması suretiyle olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğu, olayda, hizmetin kötü işlemesi nedeniyle oluşan hizmet kusuru bulunduğundan davacının maddi ve manevi zararlarının karşılanması gerektiği ve maddi zararın hesaplanması amacıyla dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 27.686,98 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 09/10/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat istemi yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesince; İdare Mahkemesi kararının, temyize konu maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin bölümü usul ve hukuka uygun görülerek, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile kararın anılan kısmının onanmasına; manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin bölümü yönünden, olayın oluş şekli ve davacıda meydana gelen zararın niteliği dikkate alındığında, Mahkemece davacı için takdir edilen manevi tazminat miktarının, duyulan elem ve ıstırabı kısmen de olsa giderecek düzeyde olmayıp yetersiz kaldığından, manevi tazminatın amaç ve niteliği dikkate alınarak makul ölçüde bir tazminata hükmedilmesi gerektiği; ayrıca reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçmemesi gerekirken davalı idare lehine anılan miktarı aşacak şekilde vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğu gerekçeleriyle, Mahkeme kararının, davacının manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmı ile reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME
TALEP_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacı yakınının nezarethanede bulunduğu esnada iç çamaşırında bulunan ipi kullanarak kendini astığı ve bu suretle hayatını kaybettiğinin sabit olduğu, ölüm olayının davacı yakınının kendi eylemi sonucu gerçekleştiği, kolluk görevlilerinin intihar olayının meydana gelmesinde etkin olmadığı, polislerce kişinin nezarethaneye girmeden önce üst aramasının yapıldığı, ancak iç çamaşırı ipi ile bir kişinin intihar edebileceğinin öngörülemez bir durum olduğu, bu nedenlerle davacının yakınını kaybettiği olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı; öte yandan, Mahkemece kişinin intihar ettiği gözetilerek müterafik kusurun varlığının da dikkate alınmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkimi'nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 26/10/2017 tarih ve E:2015/30, K:2017/4321 sayılı kararı kaldırılarak tarafların temyiz istemleri yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacının oğlu …'in nitelikli yağma suçundan yakalanarak 31/10/2009 tarihinde gözaltına alındığı, Darıca İlçe Emniyet Müdürlüğünün nezarethanesinde tutulmaktayken, üzerinde bulunan kot pantolonun içine giydiği eşofmanın bağ ipi ile kendisini nezarethanenin parmaklık kısmına asarak 01/11/2009 tarihinde intihar ettiği; olayda ihmali olduğu değerlendirilen polis memurları hakkında … Sulh Ceza Mahkemesinin E:… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde verilen … tarih ve K:… sayılı kararda, olayda intihar eden kişinin üst araması sırasında gerekli titizliği göstermediği ve gözaltı süresince gerekli kontrolleri yapmamak suretiyle görevlerini ihmal ettiği değerlendirilen polis memurlarının görevi kötüye kullanmak suçundan 3'er ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, davacı tarafından 03/10/2012 tarihinde, Sulh Ceza Mahkemesi kararı dayanak gösterilerek tazminat başvurusunda bulunulduğu, başvurunun İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısıyla reddi ve bu yazının 18/10/2012 tarihinde davacıya tebliği üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, yani zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetimi yapılacağından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmektedir. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının oğlu …'in vefatı sebebiyle 01/11/2009 tarihinde Gebze Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağında; ölenin üzerinde açık renkli kot pantolon, siyah renkte desenli uzun kollu kazağı olduğu, üzerindeki kot pantolonun altında siyah renkte gri çizgileri bulunan sentetik kumaştan yapılmış bir eşofman altı giydiğinin görüldüğü, eşofmanın lastik kısmının olduğu bez bölümünün iç kısmında bu tür eşofmanların belini sıkmak için takılan iplerinin yerinin boş olduğu, muhtemelen maktulün kendisini astığı siyah renkte uçları plastikle sıkıştırılmış ipin bu eşofmanın belini sıkmakta kullanılan 90 cm uzunluğundaki ip olduğu değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunca düzenlenen … tarihli ve … sayılı raporda; gözaltına alınan …'in üst araması yapılarak ve doktor raporu alınarak nezarethaneye alındığı, aynı gün saat 22.00'de avukat huzurunda atılı suçlardan ifadesinin alındığı, nezarethanede geceyi geçirdiği sabahın nöbet değişiminden sonra karakol gündüz nöbetçisi olan polis memuru tarafından saat 8.00'da nöbet devralındıktan sonra ölü olarak bulunduğu, kişinin otopsi sırasında sağ gözünde yer alan ekimozun gözaltına alınma tarihinden önce oluştuğu, vücudundaki sıyrıkların ası eylemi sırasında oluşabilecek nitelikte olduğu, otopside yapılan tespitlerin tamamı dikkate alındığında, kişinin ölüm nedeninin asıya bağlı mekanik asfiksi olduğu, kişinin kafasına poşet geçirilerek öldürüldüğü iddiasına ilişkin herhangi bir tıbbi delil bulunmadığı, ası eyleminin kişi canlıyken gerçekleştirilmiş olduğu oy birliği ile mütalaa olunmuştur.
… Sulh Ceza Mahkemesinin E:… esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada sanık polis memuru Z.B.'nin, ölen şahsın üzerindeki tüm eşyayı nezarethaneye koymadan önce aldıklarını, ayakkabı bağı, kemer, yüzük, künye gibi eşyaya el koyup nezarethaneye bu şekilde koyduklarını, eşofman ipini görmediğini, görseydi onu da muhakkak alacağını, kişinin üzerinde herhangi bir şekilde eşofman ipine rastlamadığını beyan ettiği; diğer sanık polis memuru M.H.'nin, nezarethaneye alınan tüm şahıslara üst aramasının yapıldığını, şüpheli bulunan tüm eşyaya ise el konulduğunu, ölen şahsın üzerindeki kendine zarar verebilecek tüm eşyanın alındığını, ölüme yol açan ipi kendisinin de görmediğini, üst aramasında böyle bir ipe rastlamadığını beyan ettiği; Mahkemece alınan bilirkişi beyanında ise, asıda kullanılan bağcığın ince olduğundan dışarıdan görünmesinin mümkün olmadığının, ancak çevrilip bakıldığı takdirde anlaşılabileceğinin, uçları dışarıda değilse ipin belli olmasının söz konusu olmadığının belirtildiği; olay tarihinde, vefat eden … ile birlikte nezarethaneye konulan, ancak …'ten önce salınan kardeşi …'in, kardeşinin pantolonunun içinde eşofman olduğunu bildiği, fakat eşofmanın ipinin olup olmadığını bilmediği, ruh hali olarak intihar etmesini gerektirecek herhangi bir durumunun olmadığını beyan ettiği; …'in ifadesinin alındığı esnada kamu avukatı olarak hazır bulunan vekilin, müvekkili vefat edene kadar herhangi bir baskı veya olumsuz bir durumun yaşanmadığını, ayrıca kendisinin gördüğü kadarıyla, ölen şahsın moralinin bozuk olduğunu, hatta morali düzelsin diye polislerce sigara içmesine de izin verildiğini beyan ettiği; olaydan bir gün önce … ile nezarethanede görüşen arkadaşı M.B.'nin, …'te bir gariplik olmadığını, yalnızca babasının (davacının) sinirli olduğunu bildiğini, kendisinin …'in kardeşi ile karakoldan beraber bırakıldığını, …'in kendisine "Sana bir şey olmaz, siz gidersiniz, ben kalırım." dediğini beyan ettiği görülmektedir.
Buna göre; davacının oğlu …'in intihar sonucu hayatını kaybettiğinin sabit olduğu, Kocaeli ili, Darıca İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memurlarınca ölenin üst aramasının yapıldığı, bu suretle üzerinde bulunan kemer, ayakkabı bağcığı gibi, kişinin kendine zarar verebileceği, nezarethanede bulundurulması sakıncalı eşyadan arındırıldığı, intihar eyleminin kişinin pantolonunun içinde yer alan eşofmanın da iç kısmında bulunan ve dışardan fark edilmesi güç olan 90 cm boyutunda bağ ipini kullanmak suretiyle gerçekleştirildiği, kişinin nezarethaneye konulmadan önce üst aramasını yapan polis memurlarının, pantolonun altına giyilmiş olan, eşofmanın iç kısmında yer alan bağ ipini -özellikle de ceza mahkemesi dosyasında bilirkişi tarafından verilen ipin uçlarının dışarıda olmaması durumunda- görememelerinin olağan olduğu, ceza davası dosyasında alınan diğer ifadelere göre, …'e gözaltı süresi zarfında kötü muamelede bulunulmadığı, kişinin içinde bulunduğu durumla ilgili olarak endişeli ve üzgün olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davalı idare personelinin açık bir ihmal veya kusuru olmaksızın, …'in kendisini asarak intihar ettiği olayda davalı idareye izafe edilebilecek bir hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle bakılmakta olan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, idarenin hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmında hukuki isabet, redde ilişkin kısmında ise sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE, davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kısmen kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA, kısmen redde ilişkin kısmının yukarıda aktarılan gerekçeyle ONANMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 19/01/2022 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar ise, anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır.
Bu nedenle, davalı idarenin kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.
(XX)-KARŞI OY :
Davalı idarenin karar düzeltme dilekçesinde öne sürülen hususlar idare mahkemesi kararının davacının manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının bozulmasına yönelik olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinde belirtilen nedenlere uygun bulunduğundan, davalı idarenin karar düzeltme isteminin kısmen kabul edilerek, İdare Mahkemesi kararının davacının manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının onanması, davalı idarenin karar düzeltme isteminin diğer yönlerden reddi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.