Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/18689
Karar No: 2013/1628

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/18689 Esas 2013/1628 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, sigortalılık başlangıcının 07.07.1980 tarihi olduğunun ve 28.02.2011 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemiyle açılmıştır. Mahkeme, yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak davacının sigorta sicil numarasının 1980 yılı serilerinde olması nedeniyle sigortalılık başlangıcı talebinin kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, davacının yaşlılık aylığı talebine ilişkin karara varılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, kararın bozulması gerekmektedir. Yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların kamu düzeniyle ilgili olduğu ve özel bir duyarlılıkla yürütülmesinin zorunlu ve gerekli olduğu belirtilmektedir.
10. Hukuk Dairesi         2011/18689 E.  ,  2013/1628 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, davacının davalılardan işverene ait işyerinde 07.07.1980-30.07.1980 tarihleri arasında çalıştığının, sigortalılık başlangıcının 07.07.1980 tarihi olduğunun ve 28.02.2011 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... Dündar tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
    Davanın yasal dayanağı, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesidir. 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Eldeki dava dosyasına konu olayda; mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece, davacının davalı işveren yanındaki çalışmaları nedeniyle, 07.07.1980 işe başlama tarihli ve 14.07.1980 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden işe giriş bildirgesinin verilmiş olması ve söz konusu işe giriş bildirgesindeki davacı adına atılmış imzanın davacıya ait olduğunun tespiti karşısında, işe giriş bildirgesinin verildiği 07.07.1980 ve sonrası döneme yönelik talep hakkında hak düşürücü sürenin gerçekleşmemiş olduğu gerçeğinden hareketle, davalı işverenin kamu kurumu olduğu ve kamu kuruluşlarındaki çalışanların kayıtlara geçirilmesinin ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılmasının asıl olduğu da göz önünde tutularak, işe giriş bildirgesinde belirtilen sicil numarasının hangi yılın serilerinden olduğu, çalışmanın geçtiği iddia edilen döneme ilişkin işveren nezdindeki dönem bordroları, ücrete ilişkin tüm belgeler ve konuya ilişkin tüm belgeler eksiksiz olarak getirtilip, imza aidiyeti yönünden çekişme bulunmayanlar ile hata, hile, ikrah halleriyle sakatlığı iddia ve kanıtlanamayan belgelerin içeriklerinde gösterilen gün kadar çalışmanın karinesini teşkil edeceği göz önüne alınarak, şayet işveren hiçbir kayıt ibraz edemiyorsa, bunun sebebi sorularak ve fiili imkansızlık varsa davacı ile birlikte çalışan bordro tanıkları dinlenilerek, varsa, tarafların göstereceği tüm deliller toplanarak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin hangi nedenle bildirim dışı kaldığı yeterince araştırma konusu yapılarak, imzası davacıya ait olduğu belirlenen ve süresinde Kuruma intikal ettirilen işe giriş bildirgesinin varlığı ve davacının sonraki çalışmalarının aynı sigorta sicil numarası üzerinden bildirilmesi karşısında, sigorta sicil numarasının 1980 yılı serilerinden olması halinde en azından sigortalılık başlangıcı talebinin kabulü gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak sigortalılık başlangıcı ve hizmet tespiti talepleri hakkında hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir. Ayrıca, davacının yaşlılık aylığı talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 388 ve 389. maddeleri ile 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi uyarınca 297. maddesinde tanımlanan unsurları taşıması ve “…taraflardan her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi” yönündeki hükümlerinin kararın yazımında dikkate alınmaması isabetsizdir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi