23. Ceza Dairesi 2015/1757 E. , 2015/4242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik, kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sosyal güvenlik aracılık faaliyetleri ile iştigal eden ve katılan ile temyize gelmeyen diğer katılanlar ve şikayetçilerden sosyal güvenlik kurumlarında emeklilik ve sigortalılık işlemlerini gerçekleştireceğinden bahisle genel vekaletname ve bir kısım katılanlardan ise avukat olmadığı halde avukat vekaletnamesi alıp katılanlar ve şikayetçilerden farklı miktarlarda para alan sanığın, dolandırıcılık, sahtecilik ve kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçlarını işlediğinin iddia olunduğu olayda;
1-Katılan ..."ın temyize gelmeyen katılanlar hakkındaki dolandırıcılık ve sahtecilik suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Katılan ..."ın; temyiz etmeyen katılanlar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... aleyhine işlenen dolandırıcılık suçundan doğrudan doğruya zarar görmediği ve kendisine yönelik eylemden dolayı da sahtecilik suçundan dava açılmadığından katılan vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Oluşa, sanığın savunmasına, vekaletnameye, katılan ile tanıkların aşamalardaki beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sosyal güvenlik kurumunda emeklilik işlemlerini gerçekleştireceğinden bahisle gerçekte avukat olmadığı halde avukatmış gibi vekaletname alan sanığın, sabit görülen eylemlerinin kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarındaki 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin tamamen çıkartılıp yerlerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Katılan ..."ya yönelik dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ve katılan ..."a yönelik dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Sanığın, katılan ..."dan sosyal güvenlik kurumunda emeklilik işlemlerini gerçekleştireceğinden bahisle avukatmış gibi vekaletnameyle yetki aldığı ve sigorta primlerinin kuruma ödenmesi amacıyla 8.100 TL aldığı, sigorta işlemlerini gerçekleştirmediği gibi parayı da katılana iade etmeme şeklindeki eyleminin, TCK"nın 157/1 maddesi uyarınca basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu halde suç vasfında ve değerlendirme düşülerek yanılğıya yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Sanığın, katılan ..."dan da emeklilik işlemlerini gerçekleştireceğinden bahisle 5.500 TL nakit para ile 2.500 TL miktarındaki bonoyu aldığı ancak emeklilik işlemlerini gerçekleştirmediği gibi aldığı parayı da iade etmeme şeklindeki eyleminin TCK"nın 157/1 maddesi uyarınca basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu halde yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
c-Yargıtay Ceza Genel Kurulun"un 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde tayin edilmesi,
d-5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/09/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.