Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/5041 Esas 2016/785 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5041
Karar No: 2016/785
Karar Tarihi: 08.02.2016

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/5041 Esas 2016/785 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, inşaat sözleşmesi uyarınca gerçekleştirilen imalât bedelinin tahsili için açıldı. Davalı kooperatif, akdî ilişkinin varlığını kabul etse de, yapılan iş bedelinin %10'u kendisine verilmek şartı ile inşaatın yapıldığını ancak tamamlanmadan inşaatlardan uzaklaştırıldığını iddia ederek davanın reddini istedi. Mahkeme, davacının kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Ancak Yargıtay, taraflar arasında tarihsiz eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu kabul edilerek sözleşme hükümlerine göre davacının kanıtlayabildiği inşaat imalâtın sözleşme fiyatları ile bilirkişilerden ek rapor almak suretiyle hesaplatmak, bundan gerek davalının gerekse kooperatifin ortaklarının doğrudan davacıya yaptıkları ödeme miktarı ceza mahkemesinde keşinleşen hususlar da gözetilerek mahsupla varsa kalan miktarı hüküm altına almaktan ibaret olduğunu belirterek kararı bozdu. Kararda göz önünde bulundurulması gereken kanun maddeleri ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 117, 118 ve 122. maddeleridir.
15. Hukuk Dairesi         2015/5041 E.  ,  2016/785 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi :..Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic.Mah.Sıf.)
İhbar Olunan :...

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, inşaat sözleşmesi uyarınca gerçekleştirilen imalât bedelinin tahsiline karar verilmesi istemi ile açılmıştır. Davalı cevabında, akdî ilişkinin varlığını kabul etmiş, yapılan iş bedelinin %10"u kendisine verilmek şartı ile inşaatın yapıldığını ancak tamamlanmadan inşaatlardan uzaklaştırıldığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı şirket ortağının aynı zamanda kooperatifin başkanı olduğu, %90 oranındaki imalâtın bu dönemde gerçekleştiği, bu hali ile yapılan inşaatın miktarını belirlenemediği, üyelerin aidatlarından ve inşaatlardan satış yaparak elde ettiği gelirlerle iş yaptığı ve inşaattan kalan alacağını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada, tarihsiz inşaat yapım sözleşmesine dayanılarak inşaatın tamamlandığı iddia edilmiştir. Yapılan sözleşmede davalı kooperatife ait arsa üzerinde gerçekleştirilecek imalâtın mahiyeti gösterilmek suretiyle toplam 147.640,00 TL keşif bedeli ile ihalenin yapıldığı, sözleşmenin 8. maddesinde de fiyat farkı ödenecek kalemler sayılmış, işin tamamlanma süresi iki yıl olup, ödemelerde aksama olması durumunda süre uzatımı verilecek uzatılan süre için ayrıca fiyat farkı ödeneceğine ilişkin düzenlemeye yer verilmemiştir. Her ne kadar sözleşmede davalı kooperatifin adına tek imza var ise de, 27.11.1996 tarihli kooperatif olağanüstü genel kurul toplantısında inşaat ve imalât işlerinin ve proje çizimi işlerinin ihale usuli ile yaptırılması, ihalenin pazaralık usuli ile yürütülmesi ve ihale komisyonu olarak da seçilecek olan bir yönetim kurulu asil üyesinin görevlendirilmesinin oybirliği ile kabul edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle ihalenin, yönetim kurulundan bir kişi tarafından yapılabileceğinin genel kurulca oybirliğiyle kabul edildiği ve bu yöntemin onaylandığı görülmektedir. Kaldı ki inşaatların, davalının verdiği ıslaha cevap dilekçesinde de, Mayıs 2004 tarihine kadar inşaat işlerinin davacı tarafından yapıldığının kabul edildiği gibi kooperatif yönetim kurulu ve bir kısım ortaklar ve davacı çalışanlarınca düzenlenen 01.09.2010 tarihli “Durum Tespit Tutanağı"nda da 2003 yılı Ekim ayına kadar davacının çalıştığı kabul edilmiş, eksik imalât tespit edilmiştir. O halde davacının sözleşme uyarınca inşaatlara devam etmesine ve sözleşmenin de yürürlükte bulunduğuna kooperatifin onay verdiği açıktır. Hâl böyle olunca inşaatların büyük oranda tamamlanmasından sonra sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmek iyiniyetle bağdaşmaz. Davacı yüklenici de tüm aşamalarda sözleşmenin varlığını kabul etmiş, ancak dava tarihindeki fiyatlarla iş bedelinin hesaplanmasını istemiştir. Oysa sözleşme ilişkisi kurulduktan sonra taraflar sözleşme hükümleri ile bağlıdır.
Mahkemece yapılması gereken iş, taraflar arasında tarihsiz eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu kabul edilerek sözleşme hükümlerine göre davacının kanıtlayabildiği inşaat imalâtın sözleşme fiyatları ile bilirkişilerden ek rapor almak suretiyle hesaplatmak, bundan gerek davalının gerekse kooperatifin ortaklarının doğrudan davacıya yaptıkları ödeme miktarı ceza mahkemesinde keşinleşen hususlar da gözetilerek mahsupla varsa kalan miktarı hüküm altına almaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.